Basit Katalog

Kitap türüne ait alt türler
Toplam 2928 sonuçtan 2841 - 2860 arası görüntüleniyor.
Vladimir İlyich Lenin
Talep Alındı
Eser Türü: Kitap

Bolşevik Devrimi, üzerinden tam yüz yıl geçmesine rağmen, sebepleri, sonuçları, ortaya çıkardıkları ve tartışmalarıyla tarihin önemli mihenk taşlarından biri. “Barış, ekmek ve adalet” sloganıyla iktidara gelip, bu iktidarı Sovyetler, yani halk meclisleri üzerinde temellendiren Bolşevikler, dünyanın ezilen tüm emekçi halklarına örnek teşkil ettiler. Bugün Ekim Devrimi’yle kurulan Sovyetler Birliği artık mevcut olmasa da, kapitalizm ve emperyalizmin baskısı, sömürüsü, çevre tahribatları karşısında direnenler bu devrimin deneyiminden hâlâ yararlanmaktalar. Dahası bu devrimin arkasındaki büyük fikir adamı, siyasetçi ve devrimci insanın, yani Lenin’in teorilerine, eylemlerine ve düşüncelerine hâlâ çok büyük bir ilgiyle yaklaşmaktalar. Žižek elinizde tuttuğunuz derlemesinde, Lenin’in devrimci karakteri ve düşüncelerinin güncelliğini vurguluyor. Özellikle yaşamının son günlerinde yazdığı mektuplar, konuşmalar, denemeler ve yorumlar üzerinden Lenin’in siyasi kişiliği, yönetim anlayışı, devrime ve yeni kurulan Sovyetler Birliği’ne nasıl baktığı okura sunuluyor. Bu büyük devrimcinin, hayatını nasıl son anına dek devrimin bekasına ve ilerletilmesine adadığını gözler önüne seriyor. Žižek’in yorumları ve analizleriyle zenginleşen derleme, okura Bolşevik Devrimi’ni taze bir bakış açısıyla değerlendirme fırsatı verdiği gibi, Lenin’i daha iyi tanıma şansı sunmasıyla da oldukça değerli bir çalışma.
Delicia Black
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

16.yüzyılın ingiltere’sinde kaderin bir araya getirdiği bir kadın ve bir erkeğin herşeye rağmen hayatta kalma mücadelesi…
Erich Kastner
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Çöküş ve ahlaki çürümeye karşı, devlet ve ailede namus ve disiplin için; Heinrich Mann, Ernst Glaeser ve Erich Kästner´in yazdıklarını ateşe veriyorum." 10 Mayıs 1933'de Berlin Opera Meydanı bu sözlerle yankılanırken, Kästner kenarda, kitaplarının genç Naziler tarafından yakılışını izliyordu. Kästner'i faşist histerinin hedef tahtasına oturtan eserlerinin arasında Bok Yoluna Gitmek de vardı. Almanya'daki politik ve ahlaki çöküşü eleştiren ve yükselen Nasyonal Sosyalist tehlikeye karşı insanları harekete geçmeye çağıran roman, uyarıcısı olduğu yozlaşmanın hışmına uğramıştı. Üstelik ikinci kez! İlk yayımlandığı sırada, Naziler henüz iktidarda bile değilken ağır bir sansüre uğrayan kitap, bu kez tamamen yasaklanıp ateşe mahkûm edilmişti. Elinizdeki edisyon, bu önemli eserin, yayınlanışından yıllar sonra, Sven Hanuschek'in yoğun mesaisi ve değerli editörlük notlarıyla titizlikle hazırlanan sansürsüz tam metnidir. 1930'ların Almanyası'ndan 2000'ler Türkiyesi'ne dikkate değer bir pencere açacağını düşündüğümüz Bok Yoluna Gitmek, politik ve ahlaki yozlaşmanın sonuçlarıyla erken bir yüzleşme şansı veriyor... (Tanıtım Bülteninden)
S. Ahmet Arvasi
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

Kendini insanın aydınlığına ve mutluluğuna adamış eğitimci-yazar S.Ahmet Arvasi bu eserinde, kalabalıklar arasında bile yalnızlık hissi içinde olan insanın bu yalnızlığını "muhteşem" diye nitelendirmekte, "İnsanı yine insandan taşan verilerle izah etmek, insanın bu muhteşem yalnızlığını kavramak şarrtır" demektedir. Yazara göre, "insan" birçok yönleri ile bu dünyaya ve tabiata "aykırı" düşen unsurlar taşıyor...
Sema Tuğçe Dikici
Talep Alındı
insan sesi mp3
Eser Türü: Kitap

"Çarşı, savaşa karşı", "Çarşı, küresel ısınmaya karşı", "Çarşı, nükleer santrallere karşı", "Çarşı, tiyatro yıkımına karşı", "Çarşı, Faili Meçhullere Karşı", "Çarşı, Danimarka'ya karşı", "Çarşı, ırkçılığa karşı", "Çarşı, teröre karşı", "Çarşı, çocuk pornosuna karşı", "Amerikan şahinlerine karşı", , "Çarşı yağlı güreşe karşı", "Çarşı Tekel'in özelleştirilmesine karşı"', "Çarşı bombaya karşı", "Çarşı hayvan itlafına karşı" "Çarşı, alayına karşı"... Çarşı nedir? Genellikle karşı oldukları üzerinden tarif edilen grubun tarihi ve gelişme dinamiklerine ışık tutmak üzere yapılan bu çalışma, sorunun yanıtını grubun tarihi, politik çizgisi ve başvurduğu simgesel ifade kanalları üzerinden ararken vurguyu "Halkın Takımı Beşiktaş" algısına yapmakta. Dikici'ye göre Çarşı her konuda söyleyebilecek sözü olup, her şeye karşı olabilendir. Tribünlere bir etiket gibi yapıştırılmak istenilen; avarelik, cahillik, ırkçılık ya da saldırganlık gibi sıfatların aksine kıvrak zekânın, olan bitenlerden haberdar olmanın, "öteki"nin varlığını kabul edebilmenin kimi zaman görünen yüzüdür. Asilikle harmanlanmış bir sevginin tezahürü olan Çarşı ruhunu yeniden üreten taraftar kitlesini diğer gruplarından farklı kılan nokta, Beşiktaşlı kimlikleriyle çevresel, kültürel, siyasal ve sosyal mesajlar vermeleri, taraf olmaları ve bu bağlamlarda oluşturdukları son derece yaratıcı tepkisel söylemleridir.
Mücahit Bilici
Talep Alındı
Eser Türü: Kitap

Bir toplumda aydınlanma ihtiyacının semptomu, alameti nedir diye sorarsanız, cevabım şu olur: Bir ruhban sınıfının oluşması. Zira ruhbanın oluşması insanın taklid’e düşmesi ve hayvaniyet’e gerilemesi demektir. Vicdan üzerinde vesayetin başlangıcıdır. Evet, bugün İslam dünyası denilen coğrafyada ve İslami gelenekte değişik varyantlarıyla bir ruhban sınıfı oluşmuştur. Hem de yüzyıllardır etkin bir şekilde kendini yeniden üretegelmiştir. Bireyin akıl ve iradesi üzerinde vesayet veya velayet üreten tüm kurumsallaşmalar bu açıdan ruhbandır. Evet, insan halife olduğu için korkunç varlıktır (zeluman cehula). Melekler şahittir ki insan olmadan Müslüman olamazsın. İnsanlar şahittir ki hürriyet olmadan iman olmaz. Bu kitapta yer yer dile getireceğim üzere de demokrasi olmadan İslam olmaz. Eleştiriye tahammülü öğrenemeyenler medeniyet kuramaz, sorunlarını çözemez. Buna dini eleştiri ve görüş farklılıkları dahildir. İnsan, itiraz ve eleştiri imkanına sahip olmasaydı insan olamazdı. Acı ama gerçek: Müslümanların yeterince insan olmayı başardıkları söylenemez.
Sema Tuğçe Dikici
Talep Alındı
insan sesi mp3
Eser Türü: Kitap

Sema Tuğçe Dikici’den futbol, siyaset ve tribünlere dair çarpıcı bir araştırma… BILIC’in önsözüyle… Futbolun bu kadar sevilmesinin nedenini kimileri “gol olgusuna” bağlıyor; aynen kitabın önsözünü yazan Beşiktaş teknik direktörü Bilic gibi… Bilic, kitaba yazdığı önsözde, “Diğer sporların aksine, futbolda sayı yapmak garanti değildir… Ve o an geldiğinde o enerji… mutluluk… gurur… birliktelik… kaynaşma… kendini bulma… O an sizindir… O golün bir parçasısınızdır… o anı paylaşırsınız… Aynı zamanda da çok kişiseldir…” diyor. Bu kadar kişisel ama aynı zamanda bir o kadar da toplumsal bir tutku olan ve milyonları peşinden sürükleyen meşin yuvarlak 7’den 70’e, kadınıyla erkeğiyle herkesin her dönem ilgi odağı oldu. Nasıl olduysa, din, dil, ırk ayırmadan, sosyal statüye bakmadan kitleleri aynı renkler altında buluşturdu. Oyuncusundan taraftarına, kulüp yöneticisine kadar herkese sevinci de öfkeyi de bir arada yaşattı. Bir spor dalının böylesine ilgi görmesinin sırrı çözülür mü bilemiyoruz ama futbola gönül veren, tuttuğu takımı kalbiyle destekleyen bir taraftar, ama aynı zamanda da Siyaset ve Sosyal Bilimler alanında çalışmalara imza atmış bir araştırmacı olan Sema Tuğçe Dikici futbol üzerine farklı ve çarpıcı bir analize imza attı. “Yakarız Bu Gezegeni”, siyaset, ekonomi ve taraftar üçgeninde futbolu anlatırken, futbolun tarihçesine, futbolun ekonomik gücüne ve en önemlisi futbolun vazgeçilmezi taraftar gruplarına detaylı ve özenli bir bakış açısıyla yaklaşıyor. Dünyanın her yerinde karşılık bulmuş bu tutkunun macerasını, Sema Tuğçe Dikici’nin kaleminden keyifle, heyecanla ve tutkuyla okuyacaksınız. Önünüze özenle serilen pek çok çarpıcı bilgiyle dünya futboluna dair bilmediğiniz pek çok şey öğrenirken, kendi futbol anlayışınız dışındaki farklı anlayışları daha iyi kavrama fırsatı bulacaksınız. “Kazanılan kupalarda sadece gol atan ya da kurtaranlar ve bu 11’i sahaya çıkaranların değil; yöneticisi, başkanı, masörü ve malzemecisi, seyircisi hatta basınıyla muhakkak herkesin az ya da çok bir payı vardır... Ve önemli olan, bu başarıyı paylaşmayı hazmedebilmektir.” FATİH TERİM “Futbolun içine bütün ifadeleri koyabilirsin; isteği, sevgiyi, hırsı, arzuyu, kazanmayı, temaşa zevkini, paylaşımı. Futbol bu yüzden herkesi içine katan bir oyundur.” MUSTAFA DENİZLİ “Futbol önceden fakirlerin oynayıp zenginlerin izlediği bir oyundu. Şimdi ise zenginler oynuyor, fakirler izliyor…” ŞENOL GÜNEŞ
Mümtaz Turhan
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

“Garp medeniyetinin esas unsurları ilim, ameli hayata tatbikinden ibaret olan teknik, insan haklarını teminat altına alan hukuk ve hürriyettir. Hakiki Garplılık ise bunların prensiplerine bağlılıktır”. “Biz insanımızın umumi meslekî, teknik bilgisini artırmadan, ona yeni maharetleri kazandırmadan, istidatlarını inkişaf ettirmeden ve dünya görüşünü, zihniyetini ilmî esaslara göre değiştirmeden, yani ona ilim zihniyetini aşılamadan sadece fabrikalar, geniş caddeler açmak, parklar, barajlar, limanlar yaptırmak, lüks otomobiller, kombine ziraat aletleri, radyolar, buzdolapları vs almak ve Batılı kanunlar, nizamlar vazetmek suretiyle Garplılaşacağımızı zannetmişiz. Yüz elli seneden beri hep bu kanaat ve bu batıl itikatle hareket etmekteyiz”. “İptidaî bir kavmi medenileştirmek gayesiyle sadece okuma yazma öğretirseniz, okuma yazma bilen iptidaî bir kavum elde etmiş olursunuz. Bu itibarla milletler arasında kültür ve medeniyet farklarını doğuran, onların halk tabakaları değil, münevver zümrelerdir. Hakikatte, Türk halkıyla diğer medeni milletlerin halk tabakaları arasında bilgi bakımından büyük bir fark bulunmamasına mukabil, Türk münevverleriyle (bazı istisnalara rağmen) Garp münevverleri arasında uçurumlar kadar derin farklar vardır. Binaenaleyh Türkiye’nin geri kalışının sebebi, halkının cehaleti değil, münevverlerinin gerek keyfiyet, gerek kemiyet bakımından kifayetsiz oluşudur.
S. Ahmet Arvasi
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

Arvasi hoca’nın kaleme aldığı eserlerini İncelediğimizde bütün gayretinin İmanlı bir gençlik yetişmesini Esas aldığını görürüz. Bunun için çırpınmış, bunun için kafa yormuş ve Aramızdan ayrılana kadar da Bu istikametini asla bozmamıştır. Bu hususta başkaları ikbal peşinde koşarken Arvasi hoca gözünü “büyük ideale” dikmiş, Bunun gerçekleşmesi için çaba sarf etmiştir.
Sema Tuğçe Dikici
Talep Alındı
insan sesi mp3
Eser Türü: Kitap

Portekizli ünlü diktatör Salazar’a ülkeyi 41 yıl tek başına nasıl yönettiğini sormuşlar. Hafif bir gülümseme ile 3 F ile diye yanıt vermiş; Fado (müzik), Fátima (din) ve Football (futbol). 3F’deki din unsuru yaygın kullanımda Fiesta, yani eğlence unsuruna dönüşmüş zamanla. Bir diktatörün ülkeyi yönettiği üç mekanizmadan biri olarak futbolu görmesi elbette ki tesadüf değil. Geçmiş, bugün ve kuvvetle muhtemel yarın da siyasetle iç içe olacak bir güç futbol. Oyunun siyaset ve sermayenin tam ortasındaki düzenine direnen, ısrarla müşteri olmak istemeyen futbol taraftarları da gücün kilit unsuru. Çünkü futbolu futbol yapan onlar. Futbol gibi taraftarlık da aslında sadece taraftarlık değil. Eric Cantona’nın Eşini, siyasi görüşünü veya dinini değiştirebilirsin. Eğer bir futbol taraftarıysan, asla tuttuğun takımı değiştiremezsin. tespitinden yola çıkarak futbolun geçmişten bugüne uzanan yolculuğunda en ilginç tribün ve taraftarlık hikayelerinin, tarihsel rekabetlerin, siyasetin ve paranın eksenindeki değişimlerin anlatıldığı çalışmayı keyifle okumanız dileğiyle...
Ebubekir Subaşı
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

Tarihin Karanlıklarını aydınlatan gerçekler… Tarih yapan millet… Bir fedakarlık örneği… Kadın fedakarlar… Silah değil, bilime harcanan para… Alkıştan kaçan cihangir… Neden ihanet ediyorlar?.. Coni değil, mehmetçik… Uyanmak ama yeniden uyanmak… Hayvanlara bile şevkat… Cemaleddin Efgani kimdir?... Padişah muhafızı karakeçeliler… Nasıl yanıldık?... Çanakkale savaşı bitti mi?... Kefeni sırtında bir Osmanlı arap kahramanı… Osmanlı-İran mücadelesinin neticeleri… Kütüphanelerin başına gelenler… Dişi kartal bahu bike… Dil birliğinin parçalanması… Dağıstan’da Türkçe’ye Rus müdahalesi… Parçalandılar… Devletin borçlanması ne demektir?... Eğer demokratlar bilseler… Emir Şekib Aslan’ı anmak…
August Strindberg
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Kırmızı Oda , Stockholm'deki hayata, her yerdeki hayata dair bir hiciv. Sanat ve edebiyat kariyerinin acıklı mücadelesi, aptallıkları ve iddiaları, siyasetin saçmalıkları, gazeteciliğin sahtekarlığı, hevesli oyuncuyu bekleyen hayal kırıklığı, tüm bunlar canlı sayfalarda isyan çıkarıyor. Strindberg'in hiciv ciddidir, bazen zordur, ancak bu kaba değildir. Özlemlerini, başarısızlıklarını, dağınıklıklarını ve arkadaşlıklarını canlandırdığı fakir arkadaşlara karşı oldukça uzak ama uzak bir sempatisi var. İki genç eleştirmenden şöyle diyor: "Ve insani liyakat ve insani değersizlik hakkında yazdılar ve sanki yumurta kabuğunu kırıyormuş gibi kalpleri kırdılar." Onların bilinçdışı insanlık dışı ve körlüklerini, kendi görüş netliğini ve temel insanlığı ortaya çıkaracak şekilde yazar. Kasvetli bir mizahçının kahkahasında, doğanın neşesi bilinmeyen bir hassasiyet vardır.
Yıldız Ramazanoğlu
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

"Bir mumu söndürdüğümüzde ışığı nereye gitmektedir?" Kadın sorunsalı hakkında söyleyecek çok sözü var Yıldız Ramazanoğlu'nun. Ne ki, konuyu cinsiyetli olmayan bir insanlık ve vicdan düzlemine taşımanın daha insaflı olacağından yana. İşe; Avrupalı düşünürlere atıfla, 3. milenyumda dünya insanının temel kriter yitimini tespit ederek başlıyor: "Şu anda en kaygı verici olan şey; bütün tarihimiz boyunca toplumsal çıkarlar da dâhil olmak üzere her şeyin üzerinde bir şey olduğu -din, millet, devlet, toplumsal mücadele, sınıf çatışması, sınıfların/sömürgelerin özgürleşmesi- düşüncesiyle yaşadık. Her zaman için 'iyi'nin ve 'kötü'nün bir tanımı, toplumsala hükme¬den bir ölçüt vardı. Bu ortadan kalktı." Ramazanoğlu hem edebî hem metodolojik üslubuyla, iki arada sıkışmış ama kurtarılmaya karşı koyan kadınların sesini taşıyor satırlara. Türkiye ve dünyanın kamusal alanlarından, sokak aralarından, ev odalarından, yadsıdığımız ve kanıksadığımız durumları, zaman zaman grafiti sertliğiyle göz önüne koyuyor. Bunu yaparken modernleşme ve gelenek arasındaki duvar çatlaklarını sıvayıp örtmeye girişmiyor. "Modern yaklaşımlar, ayıklanamayan kimi geleneksel tortulan yerinden etti, evet, din adına ortaya konan adaletsizlikleri teşhir etti, çok da iyi oldu böylesi, fakat züccaciye dükkânına giren bir fil misali iyi, doğru ve güzel olanı da alıp götürdü."
Yıldız Ramazanoğlu
Talep Alındı
Eser Türü: Kitap

Müslüman kadınların akıbeti hakkında bundan sonrasına projeksiyon yapan birçok araştırma yayınlandı, yayınlanacak. Hiçbir yerden gelmeyen ve hiçbir yere gitmeyecek olan kadınların yüzlerce yıldır vahyi kuşanarak yaşadıkları ve "hep burada" oldukları ülkelerinde diaspora söylemi içinde değerlendirilmeleri dünyanın şaşkın bakışları altında sürüyor.
Yıldız Ramazanoğlu
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

Bu öykülerde akışına kapıldığımız, içinde edilgenleştiğimiz, kaybolduğumuz sokaklar ve mekânlar geliyor önümüze. Hikâyeleri okumak için yavaşlayıp durunca bize hayatı gösteren bir ‘boşluk’ açılıyor. Hiç kimsenin müdahil olmadığı bu boşluklarda kendimize dönüp bakabiliyoruz ancak. Kontrolden çıkan hayatımızın dizginleri tekrar gelip elimize değiyor. “Aslında bugüne kadar bir tek kız arkadaşı bile olmamış biri olarak belli belirsiz bir şehir imgesi vardı kafasında. Yenilerde okuduğu bir romandaki gibi güzel, zeki ve içli bir kıza rastlayabileceği bir şehir. Beyaz Geceler’deki gibi ıssız şehrin köprüsünde ağlayarak onu bekleyen biri. Sonra üniversitede ne okursa okusun, buradan dünyayı kurtaracak fikirler çıkarabilmeliydi. Hakça paylaşım uğruna gerekirse yoksulluğa, yoksunluğa, yalnızlığa göğüs gerebilmeliydi. Yüce gönüllü arkadaşlar bulunan bir bölüm lazımdı ona. Hayır! Şehir ya da meslekten önce onu uçuracak, zihnini açacak bir ortam gerekti ruhuna. ‘Bütün tercihleri doldurmak zorunda değiliz, bak listemiz şöyle oluştu... ’ cümlesi duvarlara çarparken Erdem’in aklı yatışır gibi oldu. ”
Yıldız Ramazanoğlu
Talep Alındı
Eser Türü: Kitap

Yorganın içinde sapsarı bir baş görmek alışık olmadığım bir durum. Sıcakça yanımda yatıyor. Saçları terlemiş, boynuna yapışmış biraz. Yüzünde hafif bir gülümseme var. Bir meleğin masumiyeti içinde derin bir uykuya dalmış. Rüyasında kalın gözlüklerine ihtiyaç duymadan her şeyi gördüğünden ve hiç bilmediği yerlerde aşina bir rahatlıkla gezip dolaştığından eminim. Göğsü ay ışığının altında inip kalkıyor, tehlikeleri göze alıp insanlara yaklaşan bir güvercininki gibi telaşlı ve ritmik. Bense uyuyamıyorum bir türlü. Yatakta biraz itekleyip kendime yer açayım derken tanıdım Angelika’yı. Dokununca anladım içindeki doluluğu. İçinde çizilecek resimler, söylenecek şarkılar olduğunu, kuşları, kaplumbağaları, köpekleri, tırtılları, köstebekleri, çilekli ve limonlu dondurmayı sevdiğini anlamak için büyümüş bir kız olmama gerek yoktu. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Konuşmanın şart olmadığını, görmenin ve dokunmanın daha esaslı bir anlaşma yolu olarak aramızda uzanıp gideceğini hissedebiliyordum. Hatta onu böyle melek gibi uyurken çözmüştüm. Uyanır uyanmaz bana gülümseyeceğine, hemen evcilik oynamaya başlayabileceğimize adım gibi inanıvermiştim. Bir toprakta yabancı olmak, kadın olmak, yaşamak, yazmak... Ramazanoğlu’nun kadınlık, yabancılık, ötekilik, dışarıda olma hallerini öykülediği satırlar birçok insanlık durumunu gözler önüne seriyor. Şu dünyada hangimizin yabancı, hangimizin yerli olabileceğini, dahası bu adlandırmaların sahiciliğini, imkânını tartışıyor Angelika’nın, Alissa’nın, Mukadder’in, Hüküm’ün ve diğerlerinin hikâyelerinde.
Fatih Andı
Talep Alındı
insan sesi mp3 - Türkçe
Eser Türü: Kitap

Şiir, “Güzellik güneşi”nin “söz iklîmi”ne aksedişidir. Ve her bir hakîkî şiir, bu dünyayı daha aydınlık kılmak için o güneşe tutulmuş birer aynadır. Şairlerse, bu aynalarla bizim gözümüzü alan bir ışık cümbüşü oluşturan haşarı çocuklar... Bu ışık oyunu kiminin kaleminde bir havai fişek gösterisi, kimininkinde ise bir şehrâyin... Bizim burada yapmaya çalıştığımız ise, güneşi yansıtan bu aynalara ikinci bir ayna tutmak. O aynaların ışığını farklı cihetlere, farklı açılardan bir nebze de olsa yöneltmeye çalışmak. Bir bakıma, Âsaf Halet’in “ayna ayna içinde” dediği durum... Kimi boy, kimi cep, kimi içbükey, kimi dışbükey, kimi dev, kimi dikiz, kimi kahkaha aynası... Kimi de “sırlı” ayna... Karşılarına geçip sormak bize düşüyor: “Ayna ayna! Söyle bana...”
Refik Durbaş
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

Refik Durbaş, Şiirin Gizli Tarihi’nde şiir gibi yaşayanların mahrem tarihlerini anlatıyor. Bizleri hayatın gerçekten büyülü olduğuna inandıran söz peygamberlerini… Onların aşklarını, dostluklarını, yüzünüze bir gülümseme nakşedecek öykülerini… Sözün hükmünün henüz yitmediği, şiirin “gül kuruttuğu” zamanlar… “Nâzım Hikmet’in affı için annesi Celile Hanım, bir imza kampanyası açmış, Galata Köprüsü üzerinde imza toplamaktadır. Birlikte içki içtikleri bir gecebaşını Vâlâ Nureddin’in göğsüne yaslayıp “Nâzımcığım hapiste” diye gözyaşı döken Yahya Kemal ise bir zamanlar sevip evlenmeye karar verdiği ve artık gözleri görmeyen Celile Hanım’ın önünden geçecek ve Nâzım Hikmet’in affı için imzasını vermeyecektir.”
Soner Duman
Talep Alındı
Eser Türü: Kitap

"Şüphesiz ki Allah Resûlü’nün (s.a..v.) yaşam tarzı ve sünneti, hayatın her anını sorumluluk bilinci içinde yaşamak isteyen, hem dünya hem de âhiret saadetini elde etmek isteyenler için vazgeçilmez bir kaynaktır. Günümüzde insanlar mutluluğu çok farklı şeylerde arıyorlar. Kimileri mal ve servete, kimileri makam ve şöhrete, kimileri de zevk ve şehvete tutkun bir hayat içinde olmayı mutluluk zannediyorlar. Oysa gerçek anlamda inanan bir kimse için en güzel örnek hiç kuşkusuz Allah Resûlü’dür. İşte ben, bu yazılarımda Allah Resûlü’nün hayatımıza yön veren, istikamet çizen, bize hayatın ve sahip olduklarımızın değerini öğreten yaşam tarzını ele almaya çalıştım. Gördüm ki hayat, ancak onun (s.a.v.) sünnetine, yaşam tarzına uyulduğunda güzel oluyor. Onu dikkate almayan bir yaşamın huzur ve mutluluk getirmesi mümkün değil."
Mehmet Görmez
Talep Alındı
- Türkçe
Eser Türü: Kitap

Beden ülkesinin sultanı kalptir. Yaratan ve O’nun yarattıkları kalbe vurgu yapar. Kalp işgal edilir, meşgul olur ama miracı vardır. Katı olur, kötü olur ama sıcaklığı, safiyeti ve samimiyeti vardır. Değişir, bozulur ama salahı, istikameti, terbiyesi vardır. Yakarır, sorumluluğunu bilir, ahlakı ve sadakati vardır. Ne mutlu bize ki kalbi imar eden vahiy vardır. Yumuşar, bayram eder, sonunda bir yolculuğa çıkar sonsuzluğa varır.

Sayfalar