Yazara Gore Listeleme

  • Ahmed Sadreddin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    433,59 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Semra Kantarcı
    Ölüm ile ayrılığı tartmışlar Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık. Büyüklerimiz insanı mutlu eden ve sevindiren ne varsa kavuşmaktan; dertlendiren, üzen, hüzne gark eden ne varsa ayrılıktan kaynaklandığını söylerler. Bir Ayrılık, yukarıdaki cümlenin ikinci kısmına tekabül ediyor. Ayrılıkla kavrulan bir yüreğin kokusunu taşıyor. Şeyhoğlu Yahya’nın ardından Fahri’nin gök kubbeye vuran feryadının arza düşmüş kırıntılarının toplamı. Kimi zaman hayalâtın söz aldığı zaman zaman da gerçekdışılığın sınırlarına dayanan bir anlatı. Delilik ile veliliğin arasındaki ince çizgide gidip gelen bir adam Fahri. Onun hayatı unutulmaya yüz tutan karşılıksız, beklentisiz dostluğun bir numunesi. Bu roman, Ahmed Sadreddin’in Karac’oğlan üçlemesinin ilk kitabı. Aynı zamanda yazarın da ilk kitabı, ilk romanı. Roman, dostunu kaybeden Fahri’nin yalnızlık sözlerinin mecmuasıdır. Birlikte yaşadıkları güzel günlere duyduğu özlemdir, yaşadığı ayrılığa kahretmesidir ve kendini hayalinde yaşattığı, karşısındaymışçasına sohbet ettiği Yahya ile birlikte bir daireye hapsetmesidir. Burada her varlığa bir şahsiyet yükler ve hepsiyle ayrı dilden konuşur. Bu daire bir halvetgâh olur Fahri’ye ve burada Yahya’nın izini sürer. Kendini unutur, kendinden geçer, dostunda fani olur, ölmeden önce ölür. Bir Ayrılık, biri şeyhoğlu iki dervişin hikâyesi. Modern dünyayı anlamlandıramayan bir yüreğin dostunun ölümüyle düştüğü derin kuyuda kendini arayışıdır. Dünyadan ve insanlardan kaçışın ve durulup geri dönüşün anlatısı. Roman günümüzün toplumsal şartlarının yorumlarını da içermekte ve içinde bulunduğumuz yüzyılda yaşanması imkânsız görülen tasavvuf neşvesinin de bir örneğini oluşturmakta.
  • Ahmed Sadreddin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    450,03 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Osman Duvanoğlu
    Bir Yoksulluk, Ahmed Sadreddin’in Karac’oğlan Üçlemesi’nin ikinci halkası. Bu halka geçmişin ve bugünün, dünün ve yarının, gerçeğin ve hayalin çivisine asılmış vaziyette. Bir Yoksulluk mekân ve zamanla kayıtlanmamış bir anlatı. Anlar, dalgalar gibi birbirine kalbolmuş şekilde arz-ı endam ediyor. Hadiseler birbirinin içinde doğuyor. Bazen Orta Çağ’ın aydınlığında bir İslâm beldesinde, dervişlerle birlikte buluyorsunuz kendinizi; bazen de içinde bulunduğumuz karanlık çağda sırtında bir çanta, yüreği ağzında sığınacak yurt arayan mülteciler ile. Birbirine tutunarak yürüyen iki şerhoşun hikayesi Bir Yoksulluk. Birbirlerinin en gizli sırlarına âşina olan, birbirlerinin içlerinde seyr eden iki seyyah. Birbirine görünmez bir iple bağlanan ayrı dünyalardan iki adamın hayat suyuyla yazılmış bir hikâye. Yoksulluk bu kitapta hem bilinen manasıyla hem de sûfilerin işaret ettiği şekilde karşımıza çıkıyor. Bir yandan eli-kolu bağlayan bir çaresizlik, diğer yandan sonsuz bir imkân olarak. Kaderin cilvelerine karşı eli-kolu bağlanan kahramanlar bir çaresizlik tünelinden geçerek yabancısı oldukları bir dünyada, bilmedikleri şehirlerde, tanımadıkları insanlarla gerçek üstü yolculuklarda buluyorlar kendilerini. Ait oldukları âlemde hiç yerlerinden kımıldamadan. Bir Yoksulluk bunların hikâyesi.