19. yüzyılın “çoklu kriz” ortamında, yetim veya dul kalan, eşleri tarafından terk edilen ya da başka bir nedenle yalnız yaşamak zorunda kalan kadınlar, sadece ekonomik zorluklarla değil, aynı zamanda ahlaki ve toplumsal yargılarla da mücadele etmek zorundaydı. Bu kadınlar, orta sınıf ahlak anlayışının en derin korkularından birini temsil ediyordu: Ya başıboş dolaşan, toplumsal düzeni tehdit eden "kurtlara" dönüşeceklerdi ya da "kuzular" gibi korunmaya muhtaç, her an yozlaşmaya açık kurbanlar olarak kalacaklardı.
Bu kitap, Osmanlı’da kadınların yalnızlığının nasıl algılandığını, sosyal yardım kurumlarının insani kaygılar kadar ahlaki kontrol mekanizması olarak nasıl işlediğini ve terk edilen kadınların nasıl damgalandığını ele alıyor. Evlilik dışı ilişkiler, gayrimeşru çocuklar ve toplumun gözünde “düşmüş kadın” algısı etrafında şekillenen bu anlatı, bireysel trajedilerle toplumsal kaygıların nasıl iç içe geçtiğini gözler önüne seriyor.
Gülhan Balsoy, arşiv belgelerinin yanı sıra 20. yüzyıl başlarında kaleme alınan Refet ve Gayya Kuyusu romanlarında Avare Kadınların devlet ve toplum arasında nasıl hayatta kalma mücadelesi verdiklerini incelikli yaklaşımıyla gözler önüne seriyor.
GETEM
Boğaziçi Üniversitesi
Kuzey Kampüs Kuzey Park Binası
Kat:1 Oda No:114
34342 Bebek / İstanbul
Telefonlarımız :
+90 212 359 76 59
+90 212 359 75 38
Whatsapp Hattı (Sadece mesaj): +90 539 308 95 77
e-posta: getem@bogazici.edu.tr