Eserlere Göre Listeleme

DÜNYADA 50 MİLYONDAN FAZLA SATAN OYUNUN ÇOK SATAN KİTABI TÜRKİYE’DE BU OYUNUN FANATİKLERİNİN 200 BİNDEN FAZLA OLDUĞU SÖYLENMEKTE, Arkeolog ve kaşif Lara Croft eski kalıntıları, unutulmuş mezarları ve kayıp şehirleri arayarak dünyayı dolaşır. Savaş için özel olarak eğitilmiş ve macera için doymak bilmez bir iştahı olan Lara, kimseye hesap vermez, görevin götürdüğü her yere gider ve tehlikeden hiç çekinmez. Bir Mısır mezarının yıkıntısı altında kalmış olan Lara ölümle karşı karşıyadır.Ta ki kader işin içine girip onu eski bir güç muskasının takibine sürükleyene kadar, Lara Orta Doğu'ya döndüğünde, ölmüş olduğuna dair söylentiler olmasına rağmen radikal dinci Mehdiciler onun Mareish'in Muskası'nı bulduğuna inanmaktadırlar. Hartum Kuşatması'ndan beri kayıp olan muskanın tarif edilemez bir güce sahip olduğu söylenmektedir. Kimi onu ele geçirmek, kimi yok edildiğini görmek istemekte ve iki taraf da amansızca Lara'nın peşindedir. Lara, eğitimli askerler ve lejyonerlerle savaşıp, hepsinin aradığı değerli kalıntıyı bulmaya çalışıyorken tek bir şeyden emin olacaksınız: Dünyanın kaderi onun ellerinde. Lara Croft

Deepak Chopra, bu kitapta varoluşumuzun gizemlerini ve ebedi mutluluk arayışımızdaki anlamını açıklıyor. Ben kimim? Nereden geldim? Ölünce nereye gideceğim? Chopra saf bir bilinç alanı olan hakiki doğamızı anlamamıza yardım etmek amacıyla kadim Vedanta felsefesinin dayandığı temellerden ve modern bilimin bulgularından faydalanmıştır. Hakiki doğamızı anladığımız zaman, ebedi mutluluk kaynağından beslenmeye başlarız. Bu, şu ya da bu nedenle mutlu olmaktan farklı, içimizde duyduğumuz gerçek bir sevinci yaşamak anlamına gelir. Kim olduğumuzu bildiğimizde, evrenin zekâsıyla çatışmak yerine, hiç çaba harcamadan içimizden akmasına olanak veririz. Yaşamlarımız güç, özgürlük ve lütufla donanır.

Bir akşam, başkent Washington'da, bir grup özel yetişmiş suikastçı inanılmaz bir planı uygulamaya başlarlar. Ertesi sabah tüm ülke, en güçlü ve en şaibeli üç politikacısının öldürüldüğü haberiyle çalkalanır. Bu olayı izleyen politik karmaşa ve medya çılgınlığı içinde, suikastçılar taleplerini açıklar: Ya ülke liderleri partizan politikaları bir yana bırakıp iradeyi halka iade edeceklerdir. Ya da yaptıklarının bedelini ölümle ödeyeceklerdir. Onlar için hiç kimse ulaşılamaz değildir, Başkan bile...