Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2492 sonuçtan 2151 - 2160 arası görüntüleniyor.
  • Marion Zimmer Bradley
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    620,05 KB
    Eser Türü: Kitap
  • Trudi Canavan
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,72 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yüce Lord Akkarin ve giderek artan müthiş büyü gücüyle, Akkarin'nin sırlarla dolu dünyasına tam bir kararlılık ve inançla dalan Sonea için, Sachaka'nın acımasız çorak topraklarında bir av ve avcı olacakları sürgün günleri başlar. Akkarin ve Sonea'nın Lonca'dan kovulma haberleri, İchaniler için; bir intikam ve istila davetiyesi olur... Artık Yüce Lord Akkarin ve Sonea'dan yoksun tüm Kyralia, acımasız kara büyücüler için bir potansiyel enerji ve güç kaynağı haline gelmiştir. Fantastik dünyanın en gizemli kişilikleri büyücüler üzerine yazılmış, en gerçekçi ve en etkileyici seri...
  • Miguel de Cervantes Saavedra
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    215,74 KB
    Eser Türü: Kitap
    Farklı bir konu, farklı bir bakış açısıyla sunulmuş. Her ne kadar klasik bir konu gibi gelsede aslında değil dikkat edilirse. En önemli farkı bu kadar büyük bir yazarın gözünden hem Osmanlı hemde İspanya’yı gözlemliyoruz. Tarihin çok büyük bir kısmında yer almış Osmanlı’nın, İspanya ile olan benzerlikleri ve aynı gözle bakmaları bazı olaylara çok güzel anlatılmış. Her ne kadar çok sürükleyici gitmese de güzel bir oyun olmuş. Konunun Osmanlı zamanında geçmesi ve bu zamandan karakterleri barındırması ise bizler için ayrı bir ilgi çekici durum olmuş. Aynı zamanda Cervantes’in üstü az kapalı az açık olarak, İspanyolların ve Osmanlıların hemen hemen aynı olduklarını daha doğrusu benzerliklerinin çok fazla olduğunu göstermesi çok önemli. Cervantes, sanki sadece sultandan ya da Osmanlı zamanı bir hikaye anlatmak değil, aynı zamanda bu iki milletin benzerliklerini ortaya koymak, belgelemek istermiş gibi. Cervantes’den güzel bir eser okumak isterseniz, Yüce Sultan sizleri bekliyor.
  • Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    337,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Dostoyevski'nin ilk dönem öyküleri... Daha önce yayımladığımız Beyaz Geceler ve İkiz gibi uzun öykülerden sonra Dostoyevski, kısalı uzunlu bir dizi metin kaleme almıştı. Yazarın sürgün dönüşü öncesi yazdığı öykülerin tamamı, böylece, bu öykü kitabıyla birlikte yeniden çevrilip Can Yayınları'nın Klasikler dizisinde yerini almış oluyor. "Dokuz Mektuplu Roman", "Yufka Yürek" gibi ünlü öykülerin de yer aldığı bu kitap, Dostoyevski'nin gençlik yıllarında edebiyata bakışını, etkilendiği kaynakları, konu edindiği meseleleri göster­mesi bakımından çok önemli. Bu öykülerde, sonraki yıllarda yazacağı Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler gibi büyük romanların işaretleri var. Özellikle uyumsuz kişiliklerin, deliliğin sınırında yaşayanların, toplumsal konum ve mevki meselesiyle kavgalı karakterlerin yer aldığı öykülerde Gogol'ün etkisi iyice hissedilirken, Dostoyevski'nin yazar kimliğinin henüz oturmadığı da gözlemleniyor.
  • Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
    insan sesi mp3 - Türkçe
    37 Ayrım
    1140,13 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayşe Nur Demirel
    Dostoyevski’nin ilk dönem öyküleri... Daha önce yayımladığımız Beyaz Geceler ve İkiz gibi uzun öykülerden sonra Dostoyevski, kısalı uzunlu bir dizi metin kaleme almıştı. Yazarın sürgün dönüşü öncesi yazdığı öykülerin tamamı, böylece, bu öykü kitabıyla birlikte yeniden çevrilip Can Yayınları’nın Klasikler dizisinde yerini almış oluyor. “Dokuz Mektuplu Roman”, “Yufka Yürek” gibi ünlü öykülerin de yer aldığı bu kitap, Dostoyevski’nin gençlik yıllarında edebiyata bakışını, etkilendiği kaynakları, konu edindiği meseleleri göster­mesi bakımından çok önemli. Bu öykülerde, sonraki yıllarda ya­zacağı Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler gibi büyük romanların işaretleri var. Özellikle uyumsuz kişiliklerin, deliliğin sınırında yaşayanların, toplumsal konum ve mevki meselesiyle kavgalı karakterlerin yer aldığı öykülerde Gogol’ün etkisi iyice hissedilirken, Dostoyevski’nin yazar kimliğinin henüz oturmadığı da gözlemleniyor.
  • Pete Docter
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    132,34 MB
    Eser Türü: Sesli Betimleme
    Seslendiren: Ayşegül Kalkan
    Genç Carl Fredricksen utangaç, sessiz bir çocuktur. Ünlü kaşif Charles F. Muntz'a hayrandır. Muntz'un, Güney Amerika'daki Cennet Şelaleleri'nde bulduğunu iddia ettiği devasa kuşun sahte iskeletini üretmekle suçlandığını öğrenince üzülür. Muntz oraya gidip onun canlısını yakalamadan dönmemeye yemin etmiştir. Bir gün Carl, Ellie (Elizabeth Docter) adında enerjik ve biraz da erkeksi hareketleri olan bir kızla arkadaş olur. O da Carl gibi bir Muntz hayranıdır. "Klüp evini" (çevredeki terkedilmiş bir ev) Cennet Şelalesi manzaralı bir uçuruma taşıma isteğini Carl'a sır verir ve ona kendine yardımcı olması konusunda söz verdirtir. Carl ve Ellie sonunda evlenir ve onarılmış evde birlikte yaşlanırlar. Bu sürede Carl sırayla oyuncak balon satıcısı ve "zookeeper" olarak çalışır. Çocuk sahibi olamayan ikili defalarca Cennet Şelalesi'ne seyahat için para biriktirir; fakat sonunda daha acil ihtiyaçları için harcarlar. En sonunda Carl yaşlılığında yola çıkmaya karar verir; fakat Ellie aniden hastalanıp ölür ve onu yalnız bırakır. Bir süre sonra, Carl kentsel gelişim tarafından çevrelenen evinde yaşamaya devam eder ve evi satmaya direnir. Posta kutusuna zarar verdiği için bir inşaat işçisini yaralamasıyla sona erer. Bu yüzden mahkeme evi boşaltıp huzurevine taşınmasına karar verir. Fakat Carl'ın aklına Ellie'ye verdiği sözü tutmasını sağlayacak bir fikir gelir: binayı yerinden kaldırmak için binlerce helyum balonu kullanıp evini geçici bir zepline çevirmek. Sonuncu rozeti olan "Yaşlılara Yardım" başarı rozetini kazanmak için Carl'ı rahatsız eden, Russell isimli genç bir Doğa Kaşifi kazara yolcusu olur. Bir gök gürültülü sağanaktan kurtulduktan sonra, ev Cennet Şelalesi'ne bakan bir dağ geçidinin yanına iner. Carl ve Russell evi, hareketsiz kalması için kendilerine bağlarlar ve balonların havası kaçmadan önce şelaleye varmayı umarak vadinin etrafında yürümeye başlarlar. Daha sonra civcivlerine ulaşmaya çalışan uzun, renkli bir uçamayan kuşla (Russell'ın "Kevin" adını verdiği) ve sonra da konuşmasını sağlayan özel bir tasma takan, Dug isimli bir köpekle arkadaş olurlar. Carl ve Russell Alpha adlı bir köpeğin önderliğindeki bir sürüyle karşılaşırlar. Onları Dug'ın ustası, yaşlanmış Charles Muntz'a götürürler. Muntz Carl ve Russell'ı zeplinine davet eder. Orada, yıllarının, Cennet Şelalesi'nde devasa kuşu araması rezaletiyle geçtiğini anlatır. Russell'ın safça Kevin'le olan arkadaşlığını açıklaması üzerine, Muntz becomes disturbingly hostile, prompting the pair, Kevin, and Dug to flee, chased by Muntz's dogs. Muntz sonunda onlara yetişir ve Carl'ın evinin altında bir yangın başlatır. Böylece Carl'ı eviyle Kevin arasında bir seçim yapmak zorunda bırakır. Carl, Muntz'un kuşu almasına izin vererek yangını söndürmek için koşar. Carl ve Russell sonunda şelaleye varır; fakat Russell Carl'a kızgındır. Evine yerleşen Carl üzgün bir şekilde Ellie'nin çocukluk albümüne gömülür. Evlilik fotoğraflarını ve Ellie'den yenisine devam etmesini söyleyen, "macera" için teşekkür notunu görünce şaşırır. Yeniden canlanan Carl Russel'a bakmak için dışarı çıkar ve onu, Kevin'ı kurtarmak için birkaç balonla uçarken görür. Mobilyalarını ve eşyalarını atıp evi boşaltır ve onu izlemeye yola çıkar. Russell Muntz tarafından ele geçirilir; fakat Carl uçan seplini yönetip Russell'ı da, Kevin'ı da kurtarır. Muntz zeplinin çevresinde onları izler, sonunda Dug, Kevin ve Russell'ı Carl'ın evinde köşeye sıkıştırır. Muntz onlara çok yaklaşmışken, Carl Kevin'ı pencereden dışarı çıkması ve arkasına bağlı olan Dug ve Russell'la birlikte gemiye dönmesi için yemler. Onlardan sonra Muntz da sıçrar, fakat ayağına birkaç balon ip takılır ve düşerek ölür. Halatın kopmasıyla ev gözden uzağa, bulutlara doğru iner. Carl bunun en iyisi olduğunu kabul eder. Carl ve Russell Kevin'ı civcivlerine kavuşturur. Daha sonra zeplinle birlikte şehre uçarlar. Russell'ın babası oğlunun Kaşif mezuniyetini kaçırınca, Carl Russell'a gururlu bir şekilde son rozetini sunar: üzüm sodası kapağı. Carl bunu Ellie ile ilk karşılaştığında ondan almıştı. İkisi zeplini de yakınlarına park edip dondurmalarıyla birlikte dükkanın dışındaki kaldırıma oturmuş, Russell ve babasının bir zamanlar yaptığı şekilde yapıp eğlenirler. Bu sırada, Carl'ın evi Ellie'ye verdiği sözdeki gibi Cennet Şelalesi'nin yakınındaki kayalığa indiği görülür.
  • Leo Bruce
    metin
    3 Ayrım
    421,01 KB
    Eser Türü: Kitap
  • John Steinbeck
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    295 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serdar Berberoğlu
    Yukarı Mahalle, Steinbeck'in kendisinden önce edebiyatta bulunmayan konulara açıldığı romanıdır. Bu özelliğiyle yazara büyük ün sağlamıştır. Yapıt sinemaya da uyarlanmış, gösterildiği her yerde geniş ilgi toplamıştır. Meksika'dan Kaliforniya'ya gelen Kızılderili-İspanyol karışımı Paisona'ların, kentsel değer yargılarına boş veren, saf ve içgüdüsel yaşamlarını tatlı bir güldürüyle anlatan Yukarı Mahalle, Çağdaş Amerikan edebiyatının yetkin ürünlerinden biridir.
  • John Steinbeck
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    915,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Yukarı Mahalle, Steinbeck'in kendisinden önce edebiyatta bulunmayan konulara açıldığı romanıdır. Bu özelliğiyle yazara büyük ün sağlamıştır. Yapıt sinemaya da uyarlanmış, gösterildiği her yerde geniş ilgi toplamıştır. Meksika'dan Kaliforniya'ya gelen Kızılderili-İspanyol karışımı Paisona'ların, kentsel değer yargılarına boş veren, saf ve içgüdüsel yaşamlarını tatlı bir güldürüyle anlatan Yukarı Mahalle, Çağdaş Amerikan edebiyatının yetkin ürünlerinden biridir.
  • İnci Aral
    insan sesi mp3 - Türkçe
    30 Ayrım
    1053,95 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Kadriye Gürşimşir
    “Ne çalıyordu anımsamıyorum, ağır, hüzünlü bir şarkıydı. Kokusunu, saçının sıcağını yanağımda duydum. Elimi beline koyarak ince ipeğin üzerinden belinin çukuruna hafifçe dokundum. Elini omzuma bıraktı. Kollarımda tutuyordum onu, yavaşça dönüyorduk. Onu kucakladığım bütün yaşları, yaşanmış, kaybolmuş güzel günlerimizi bir an yeniden anımsadım. Başım dönüyordu. Bir daha doğmuştum. Bu hüzün ülkesinde ilk adımlarımı atıyor ve düşmekten korkmuyordum.” Ölüm, bir son mudur gerçekten? Dünyevi var oluş açısından değerlendirildiğinde, belki. Peki, ölüm nedir öyleyse? Somut yaşamın sona ermesi mi? Ya ölüm yeni bir başlangıçsa? Belki bu dünyada, belki başka bir boyutta... Türkiye’de sol siyaset içinde etkin biçimde rol aldıktan sonra Hollanda’ya iltica etmiş Fatih’in ve ailesinin hayatı, yirmi yaşındaki kızları Akdeniz’in “şüpheli” bir tramvay kazasında ölmesi ile altüst olur. Mutlu aile fotoğrafına kan damlamıştır. Eşi Müjgan ise Akdeniz’in ölümünün bir kaza olmadığını düşünür. Ona göre, Fatih de suçludur. Çünkü kitaplaştırdığı bir araştırma nedeniyle olaya mafyanın parmağı karışmıştır. Yıllar içinde dişleriyle tırnaklarıyla oluşturdukları mutlu yeni hayatları sona ermiştir… Ancak Fatih, eliyle gömdüğü kızını yıllar sonra kanlı canlı karşısında gördüğünde gerçeğin gizemini çözmeye girişecektir. İnci Aral, Yukarlarda En Uzaklarda adlı romanında okuru yaşam ve ölüm kavramlarını yeniden düşünmeye çağırıyor. Yapıtlarıyla Türkiye’nin yakın tarihinin kaydını tutan yazar, bu kez bilimkurgunun sınırlarında dolaşarak kendi yazın alanını da genişletiyor.

Sayfalar