Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2742 sonuçtan 2381 - 2390 arası görüntüleniyor.
  • Sedat Memili
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    1,03 MB
    Eser Türü: Kitap
    Sedat Memili'nin bu çalışmasında, Tevrat'ın 'Tekvin' ve 'Çıkış' bölümlerinde yer alan terör olgusu ele alınıyor. İlahların karanlık yüzleri konu alınırken, her türlü iyiliğin kaynağı olarak görülen bu ilahların, aynı zamanda ne tür kötülüklerin kaynağı olduğu üzerinde duruluyor.
  • Franz Werfel
    insan sesi mp3 - Türkçe
    67 Ayrım
    883 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Levent Filyos
    Bu eser gerçek bir yaşam öyküsü olup 1929 yılının Mart ayında, Şam'da tasarlanmıştır. Bir halı fabrikasında çalışan sakat kalmış açlıktan ölmüş göçmen çocuklarının sefaletini, bir halkın akıl almaz kederini anlatmaktadır.
  • Cevat Rıfat Atilhan
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    208,82 KB
    Eser Türü: Kitap
  • Ergün Poyraz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    551 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Levent Filyos
    Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın aile kökenleri, din temelli ilişkileri, az bilinen yönleri ele alınıyor.
  • Ergün Poyraz
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    905,16 KB
    Eser Türü: Kitap
  • Hasan İzzettin Dinamo
    insan sesi mp3 - Türkçe
    38 Ayrım
    371,71 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mücella Tekeoğlu
    Siyasilerin verdiği sözler sevinçleri ve umutları göğe çıkarmıştı. Onların isteği ise yalnızca başlarını sokacakları bir barınaktı. Yaptıkları derme çatma gecekondu barınaklarında yaşama tutunmaya bütün güçleriyle asılıyorlardı. Ne yazık ki verilen sözlerle uygulamalar hiç örtüşemedi. Bozuk düzen avcıları her zaman yoksulların kanını sömürme yollarını buldu. Burada da hiç zaman kaybetmeden karşılarına dikilmişlerdi. Bu kitapta, bozuk düzene ve onun getirdiği yoksulluğa karşı çıkan insanların yaşama tutunma mücadelesine, yakın geçmişte gecekondu bölgelerinde gerçekte nelerin yaşandığına, siyasetin çirkin ayak oyunlarına karşı simgeleşen insanlara, Dinamo'nun anlatımıyla tanık olacaksınız. Siyaset sahnelerindeki çirkinliklere, gecekondulardaki acımasız yaşam koşullarına ve yakın geçmişe ışık tutan belgesel nitelikte bir roman.
  • Hasan İzzettin Dinamo
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    992,12 KB
    Eser Türü: Kitap
    Siyasilerin verdiği sözler sevinçleri ve umutları göğe çıkarmıştı. Onların isteği ise yalnızca başlarını sokacakları bir barınaktı. Yaptıkları derme çatma gecekondularda tüm güçleriyle yaşama tutunmaya çalışıyorlardı. Ne yazık ki verilen sözlerle uygulamalar hiç örtüşemedi. Bozuk düzen avcıları her zaman yoksulların kanını sömürme yollarını buldu. Burada da hiç zaman kaybetmeden karşılarına dikilmişlerdi. Bu kitapta, bozuk düzene ve onun getirdiği yoksulluğa karşı çıkan insanların yaşama tutunma mücadelesine, yakın geçmişte gecekondu bölgelerinde gerçekte nelerin yaşandığına, siyasetin çirkin ayak oyunlarına karşı simgeleşen insanlara, Dinamo'nun anlatımıyla tanık olacaksınız. Siyaset sahnelerindeki çirkinliklere, gecekondulardaki acımasız yaşam koşullarına ve yakın geçmişe ışık tutan belgesel nitelikte bir roman “Musa’nın Gecekondusu”.
  • Ergün Poyraz
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    251,72 KB
    Eser Türü: Kitap
    Her yazdığı kitap olay olan yazar, bu kitabıyla da Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün dünden bugüne gelişimini, çocukluğundan evliliğine, evliliğindeki ilk gelişmelerden bugüne bilinmeyenlerini gözler önüne seriyor. Kitapta, Kayseri olarak bilinen Gül'ün Siirt göçmeni olmasının ve kabinedeki diğer akrabası olan bakanı göreceksiniz. "Ne Mutlu Türküm diyene" sözünden rahatsız olan başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer birçok AKP'liler gibi Gül'ün de bu konuda söylediği: "70 yılın çok büyük yanlışları olmuştur.Çukurca'da dağa "Ne Mutlu Türküm" yazmışsınız.Hala Diyarbakır oratasında bu tür sloganlar yazılıdır."Malesef resmi ideoloji Türk Milliyetçiliği şeklinde kendisini ırki, taasup olarak tezahür etmiştir." şeklindeki sözleri ile Türklüğe karşı hasımhane tutumlarını göreceksiniz.Kitapta Abdullah Gül'ün İngilizler'le olan ilişkilerine, ABD'lilerle olan gizli görüşmelerine ve ABD vatandışlığı ilgili her türlü bilgilere ulaşacaksınız
  • Ergün Poyraz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    257 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Levent Filyos
    Her yazdığı kitap olay olan yazar, bu kitabıyla da Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül'ün dünden bugüne gelişimini, çocukluğundan evliliğine, evliliğindeki ilk gelişmelerden bugüne bilinmeyenlerini gözler önüne seriyor. Kitapta, Kayseri olarak bilinen Gül'ün Siirt göçmeni olmasının ve kabinedeki diğer akrabası olan bakanı göreceksiniz. "Ne Mutlu Türküm diyene" sözünden rahatsız olan başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere diğer birçok AKP'liler gibi Gül'ün de bu konuda söylediği: "70 yılın çok büyük yanlışları olmuştur.Çukurca'da dağa "Ne Mutlu Türküm" yazmışsınız.Hala Diyarbakır oratasında bu tür sloganlar yazılıdır."Malesef resmi ideoloji Türk Milliyetçiliği şeklinde kendisini ırki, taasup olarak tezahür etmiştir." şeklindeki sözleri ile Türklüğe karşı hasımhane tutumlarını göreceksiniz.Kitapta Abdullah Gül'ün İngilizler'le olan ilişkilerine, ABD'lilerle olan gizli görüşmelerine ve ABD vatandışlığı ilgili her türlü bilgilere ulaşacaksınız
  • Hasan İzzettin Dinamo
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    611,03 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bu haber evliyaları bile gavur eder, diye düşündüm. Sayın gözlüklü Ağır Ceza Reisi, vicdanının sızlamış olması bile bir ilerleme sayılabilir. Hep birkaç kuruş ekmek parası yüzünden değil midir ki vicdanının sesine kulaklarını tıkamak zorunda kaldın. Matbaacı Tatar Kadri'den bu haberi aldıktan sonra bütün namuslu duygularım tedirgin oldu. Bir adalet sıtmasına tutuldum ki sormayın gitsin. İçimin binlerce yakınışını dinledim. Bence adaletsiz ne Tanrı olur, ne de evren. Adalet sıtması, deprem gibi sarsar insanı. Adalet sıtması, kanı ateş gibi yakar. Aşk ateşi bile bence böyle zorlu olmaz. İnsan, kavrulur, kül olur adalet sıtmasıyla.Yukarıdan gelen emir, benim “Tren” şiiri için küplere binen İsmet Paşa'yla Şükrü Kaya'dan gelebilir. Sen de işinden olmamak uğruna adaletin kıçına bir şaplak indirip onu kapıdan kovdun. Dört yılın cehennem gibi fırınında dört genci kebap etmeyi göze alabildin. Peki, peki, yargıçlık bunun neresinde? Bunu doğrudan doğruya onlar da yapabilirdi, neden seni bir zavallı maşa gibi kullanarak adaleti böyle kötü bir biçimde kirlettiler? Matbaacı Tatar Kadri'den bu haberi aldıktan sonra bütün namuslu duygularım tedirgin oldu. Bir adalet sıtmasına tutuldum ki sormayın gitsin. İçimin binlerce yakınışını dinledim. Bence adaletsiz ne Tanrı olur, ne de evren. Adalet sıtması, deprem gibi sarsar insanı. Adalet sıtması, kanı ateş gibi yakar. Aşk ateşi bile bence böyle zorlu olmaz. İnsan, kavrulur, kül olur adalet sıtmasıyla. Altın adalet terazisi, evrenin bir ucundan bir ucuna kurulur. Bir an düşlerimin gözleri kamaşır. Evrenin altın adalet terazisi, altın ölçü ağırlıkları yerine insan zekası, insan yüreği, insan vicdanı, en sonra insan düşüncesi taşır. Bu gece, kendimi yuvasından atılmış bir leylek yavrusuna benzettim. Çarpınıp çırpındım düşüncelerimle dövüşerek delice. Bir kez daha anladım ki adaletsiz bir Tanrı da, adaletsiz bir insan da evrende uzun boylu dikiş tutturamaz. Sabahattin Ali, Hamdi eliyle bana anti-faşist Alman şairlerinden derlenmiş acı, acıklı şiirlerle dolu Almanca bir şiir kitabı gönderdi. En baştaki şiirin adı şu: “Kaçarken Vurulmuştur.” Anladım, Nazi Almanya'sında aydınları, yazarları, şairleri öldürmenin bahanesi bu! Kaçarken vurulmuştur. Kaçarken vurulmakta hepsi sınır taşında Sınırtaşları, mezartaşı hepsinin başında. Bu buz gibi gecede okuduğum kitabın verdiği güzel imgeler bile çaya karşı duyduğum özlemi gideremedi. Yaşamım boyunca ne kadın çekti içim, ne ekmek bu kerte! Çay kaşıklarının bardaklarda çıkardığı şıkırtılar, senfonileşerek kulaklarıma çarparken Ali Saip'in yüksek sesle konuşmaları da bu senfoninin biricik soloları gibi iştiliyor: Doğa, ilkyazın en güzel günlerini yaşarken, bizim de başımızın üstünde düşüncelerimizin gençlik türküleri esiyordu. Vakitsiz gençlik türküleri söyledik diye mayısın bu çimen, müzik, çiçek desenli halısı üzerinden kaldırılıp dört arkadaş, dört yıl içeri atıldık. Mahpushane, bize seki seki derinlere doğru inen karanlık cehennem bahçeleri hazırlamış. Can, kapkara, ağılı çiçekler açan bu bahçelerde her an çelik uçlu çakırdikenleriyle dalanır durur. Burada insan, bir zavallı buğday tanesi gibidir. Her gün kaygı değirmeninin taşları arasında yeniden ufalanır durur. İyi ki biz, yüreğimizi düşüncemizin buyruğuna vermişiz. Belki bu yüzden sarsıntımız daha az olacak. Yaşamak sevincimiz daha az ağlayıp saçlarını daha az yolacak.

Sayfalar