Eserlere Göre Listeleme

"Üstat John Wyclif’i daha önce bu kadar kederli gördüğümü hatırlamıyorum. Her şey nihayet sona erdiği zaman bana bir âlimin kitaplarını çalmanın bir erkeğin karısını çalmak kadar külfetli bir iş olduğunu söyledi. Ancak o zamanlar bir karım veya pek fazla kitabım olmadığından, bu düşüncenin doğruluğunu tayin edebilecek bir durumda değildim." İşte Oxford yakınlarındaki ortaçağ kasabası Bampton’da cerrahlık yapan Bampton Kalesi mübaşiri Hugh de Singleton’ın yaşamından enfes ve merak uyandırıcı bir öykü daha. Hugh kitapları arayışında en az kendisi kadar etkili olan güzel Kate’e abayı yakmıştır. Birkaç kararlı hasım onu durdurmaya çalışmaktadır, ancak bunun nedeninin açgözlülük mü, yoksa daha kişisel bir garez mi olduğu bilinmez. Sonra nehirde kitaplardan birini satmaya çalışan yoksul bir öğrencinin cesedi bulunur: fakat görünüşe göre delikanlı öylece nehirde boğulmamıştır... "Çok çeşitli karakterleri ve basit bir dille anlatılmış hikâyesi ile Mürekkep İzi okuyucuya 14. Yüzyıl mutfağı ve toplumsal adetleri hakkında geniş bir manzara sunuyor. Yazarın John Wyclif’in öğretilerinin yarattığı politik ve dini etkilerin çoğundan kaçınmış olması romanı genç yetişkinler için kusursuz bir hikâye haline getirmiş." -Historical Novel Society- "Bu kitabın en etkileyici yönlerinden biri de, Mel Starr’ın hikâyeyi yazmadan önce yaptığı araştırmaların derinliği olsa gerek. Yazar hikâyeyi bir ortaçağ cerrahının ağzından kalmayıp Ortaçağ’a dair günlük yaşam şartları, yemekler, giysiler ve çok daha fazlasına ışık tutuyor. Hem de son derece heyecan verici bir biçimde." -Mustard Seed Reviews- "Yazar, okuyucuları sürekli bir merakta bırakacak geçişler ve gelişmeler yaratmak konusunda çok yetenekli. Özellikle ortaçağ gizemine meraklı okuyucular bu müthiş eğlenceli kitabı ellerinden bırakamayacaklar." -Mini Book Bytes- "Kitap büyük bir özenle kurgulanmış ve Mel Starr’ın hikâyelerin geçtiği dönem hakkında sahip olduğu bilgi birikimi müthiş!" -Susan Lutes- "Mel Starr bana göre okuyucuyu yakalayarak, neyi kimin yaptığını öğrenene dek sayfaları karıştırmaya devam ettirecek hikâyeler yazmayı gerçekten iyi beceriyor. Mel Starr ve muhteşem kahramanını tanıdığıma çok memnun oldum. Bu kitabı ısrarla tavsiye ediyorum." -Vic’s Media Room- "Bu kitap son sayfasına kadar eğlenceli bir gizem havasında devam ediyor. Yazarın okuyucuya Ortaçağ’da yaşıyormuş hissi veren, akıcı üslubuna bayıldım." -Tammy is Blessed- "Bu tazeleyici romanı hem yetişkin, hem de genç okuyucular için şiddetle tavsiye ediyorum!" -The Ramblings of Two Readers-

40'LAR KULÜBÜ 12 Usta 21 Yazar ile Kimimiz Özdemir Asaf'ın saf şiirlerini, bazılarımız Said Faik 'in anlık durum betimlemelerini, kimimiz Cahit Sıtkı'nın araftaki hallerini, birimiz Necip Fazıl'ın mistisizmini, ilahi bakış açısını, bir diğerimiz Tanpınar'ın öze dönmeye bu kadar ihtiyacımız var iken kullandığı heceyi, kimimiz Bediüzzaman'ın zamanın ötesinde yaşayan halini, diğerimiz Akif'in İstiklal aşkını, bir diğerimiz Özdenören'in ayrıntılı dilini, bazımız Ömer Seyfettin'in kısa ömrüne sızdırdığı uzun birikimi, bir başkamız Zarifoğlu'nun anlam yüklü dizelerini, Kimimiz Üstad Karakoç'un Diriliş nesli için verdiği mücadeleyi, kimimiz Cemil Meriç'in gönül gözü ile gördüğü hakikatleri, kimimiz Nuri Pakdil'in Kudüs'e bakış açısını, kimimiz Oğuz Atay'ın modernist yaklaşımını, bir başkamız Şule Yüksel 'in İslami anlayışını, bir diğerimiz ise Ziya Gökalp'in Turancılık sevdasını, ilkelerini anlattık. Geliri yetim nebinin yetimlerine gidecek olan bu proje ile her yer mürekkep kokmaya devam edecek…

Garion, Ejderha Tanrı Torak'ı öldürdükten sonra tüm Batı Krallıkları barış ve huzur içinde yaşamaya başlamışlardı. Ta ki Karanlığın Çocuğu ile Işığın Çocuğu arasındaki yeni bir karşılaşmanın alametleri görünmeye başlayana kadar. Üstelik bu karşılaşmada kahramanların kim olacağı ve bunun nihai karşılaşma olup olmayacağı bile belli değildi. Bilinen iki isim vardı sadece: Zandramas ve Cthrag Sardius. Bir insan ve bir taş. Garion, Polgara ve Belgarth, bu kez yeni yol arkadaşlarıyla, "artık olmayan yere" doğru yola çıkacaklardı.

Kurtlar Vadisi Pusu'da Türk izleyicisinin çok sevdiği Muro şimdide yepyeni bir maceranın içerisindedir. Tabi ki yanında yandaşları Çeto ile Yıldırım da vardır. Muro ile Çeto cezaevinden çıkarlar. Şimdi en büyük hedefleri örnek bir devrimci olmaktır. Köylerine gitmeyi düşünürler ve yola koyulurlar. Ancak köyde onları çok büyük bir sürpriz beklemektedir. Muhtar, bunlar cezaevindeyken iki Rus kadınla evlendirmişlerdir. Ancak Muro ile Çeto'nun örnek birer devrimci olmaları için, devrim ütopyasını gerçekleştirmeleri için bu iki Rus kadından boşanmaları lazımdır. Bunun için İstanbul'a giderler. Ama orada başlarına gelmeyenler kalmaz. Çözümleyemedikleri bir örgütle karşı karşıya kalırlar.