Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2742 sonuçtan 2411 - 2420 arası görüntüleniyor.
  • Mehmed Ertuğrul Düzdağ
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    788,00 KB
    Eser Türü: Kitap
    Benim güzel anneciğim!.. Eşim canım sevgilim!.. Biricik yavrum kızım!.. Biz seni çok özledik... Akşamdan akşama değil... Sabahlardan sabahlara kadar.. Bizimle kal!.. N'olur!.. N'olursun!...
  • Yusuf Tavaslı
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,57 MB
    Eser Türü: Kitap
    Nazar duaları sıkıntı ve üzüntü için okunacak dualar. Hastalık ve şifa için okunacak dualar. Yasini Şerif Türkçe Hatim ve Mevlid Duaları 24 saat içinde okunacak günlük dualar İbâdet duaları Salavât-ı Şerifeler Teşbihler zikirler
  • İhsan Şenocak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    22 Ayrım
    323,81 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Esra KAVAKLI
    Kardeşim! Allah Teâlâ Hz. Musa’ya “Evlerinizi kıblegâh yapın ve namazı kılın.” buyurmuştu. Hz. Musa, ümmetini o evlerde kılınan namazlar ve yapılan dualarla Kızıldeniz’i geçmeye hazırladı. Denizleri yaracak, Medine’yi kuracak, Mekke’yi fethedecek kadrolar gökten gelmeyecek; Müslümanların evinde yetişecek. Bu yüzden aklın ve ruhun, evindeki mobilyanın boyaya, perdenin halıya ne kadar uyduğuna değil, namaz ve cihad programının Erkam bin Ebi Erkam’ın evine ne kadar benzediğine yoğunlaşsın. Günahlar, Allah Azze ve Celle ile kullar arasında perdedir. Nasıl perdeler görmeye mani olursa günahlar da Allah Teâlâ ile irtibat kurmaya engel olur. Gözü, dili, kulağı, eli haramdan korunmuş kullarla Allah arasında perde kalmaz. Allah-u Ekber dediklerinde Cennet’e girer gibi namazın dünyasına girerler. Suyla maddî, günahlardan uzak durarak da manevî abdestini al! İşin, eşin, meşguliyetin, akşam yolunu gözleyen çocukların var ya da bir gün olacak. Eve, toprağa, makama değil davana bağlan. Hicretse hicret, sürgünse sürgün… Başına geleceklerden korkma! Tebliğe çağrıldığında “bahanelere”, mazeret deme. Fildişi kulesine çekilme, milletten ayrı yaşama! Zâhirde halk, hakikatte Hakk’la ol. Rabbinden gafil yaşama. Dağa, taşa hep O’nun kudretini temaşa eden bir nazarla bak. Taşlanan Peygamber’in ayakta kaldığını ya da her defasında ayağa kalktığını anlatmak kolaydır. Mühim olan aynı şey sana da yapıldığında ayakta kalabilmendir. Sebep planında yapman gerekenleri îfa ettikten sonra Rabbine itimat et ve Hz. İbrahim gibi ateşlere atılsan da umutsuz olma!
  • prof. dr. abdulhalim mahmut
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    30,06 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: seray özçalışkan
    Müslüman kadının İslam toplumunda önemli bir yeri vardır. Müslüman kadın, kız, kız kardeş, eş ve anne olarak haklarını ve sorumluluklarını bilmeli, kendini kötülüklerden koruduğu gibi çevresine de bu bilinci vermelidir. Yani bir davetçi olabilmelidir. Kadının davetteki yeri ve görevi inkar edilemez. Bu görev, onun Allah’a davet fıkhını bilmesini kaçınılmaz kılıyor. Bu kitap onu irdeliyor. Bu sahadaki görevlerini açıklamak için Peygamber döneminde yaşamış mübarek hanımların hayatından tablolar sunuyor.
  • Selin Çağlayan
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    62,89 MB
    Eser Türü: Kitap
    Selin Çağlayan, bu kitabında, İslam'ın siyasi bir ideolojiye -İslamcılığa- dönüşmesini, İslam ve İslamcılık arasındaki farkı, İslamcılığın önderlerinin hayatları yaşadıkları tarihsel ve siyasal koşulların düşüncelerine etkilerine ilişkin yaklaşımları titizlikle aktarıyor. Gerçek niteliğini samimiyetle öğrenmeyi amaçladığı kişisel bir sorgulama niteliğini taşıyan kitapta, çeşitli yerli ve yabancı kaynaklardan yararlanarak, İslamcılığın öyküsünü anlatıyor. Çağlayan, bu süreçte küresel güçlerin oynadığı rol konusundaki iddialara da yer vererek İslamcılığın Batılı kökenleri gibi Türkiye'de üzerinde çok durulmayan bir konuyu tartışmaya açıyor. "Küreselleşme nedir? Batılı köklere sahip İslamcılık, küresel güçler arasındaki mücadelede her iki tarafça da gerektikçe kullanılan -diğer ideolojiler gibi- bir piyon mudur? Öyleyse bu güçler kimdir ve aralarındaki kavganın niteliği nedir?" gibi sorulara cevap ararken, bir yandan da önermelerde bulunup onlara kanıt arama yoluna gidiyor. İslamcılığın geleceğine ilişkin senaryolara da yer veren yazar, kitabın İslamcılık konusundaki klişeleri mutlak doğrular olarak kabul eden "laik" kesimin büyük çoğunluğunun yanı sıra kendilerini şu ya da bu nedenle "İslamcı" olarak niteleyen pek çok kişi için de aydınlatıcı olması umudunu taşıyor.
  • Ağa Memiş
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    357 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Atila Ardalı
    Bu olgunun işaret ettiği gerçek, yönünü çağdaşlığa dönen ve bir “İslami Protestanlık” yaratma niyetinde olan Cumhuriyet’in bu öngörüsünde yatmakta olsa gerekir. Ancak tarih buna izin vermemiştir. Zira demokrasiyi ve özgürlükleri kazanma yolunda çabalayan toplumlarda, bu arayış toplumların kendi iç dinamikleri üzerinden yürümediği takdirde mümkün değildir. İşte bu nedenledir ki, devlet yükselen demokrasi talebi karşısında, kendi öz ideolojik kimliğine dönmüş, 12 Eylül rejimi döneminde okullarda din derslerini mecburi hale getirmiş, işi Alevi köylerine hiç kimsenin gitmediği camiler yaptırmak noktasına kadar götürmüştür. Yine de bu topraklar üzerinde Aleviler, İslamın kendi inançlarına ve ibadet şekillerine tabi olmayanı ötekileştiren ve yüzyıllarca süren yok etme ya da en azından asimile etmeye yönelik politikaları karşısında kendilerini korumaya ve yok olmaktan kurtarmaya çalışmışlardır. Onlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik olmadığını, gizli bir din taşıdığını bilirler ama Cumhuriyeti desteklemeye de devam ederler. Çünkü Cumhuriyet en azından onlara kendi kimliklerini gizleme imkanı tanımıştır. İşte salt bu nedenle de olsa, kendilerine kimlik sorulmadığı için, “süzme” bir devlet partisi olduğunu biliyor olmalarına rağmen, bugüne dek sürekli Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vere gelmişlerdir. Ne var ki artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Küresel kapitalizm koşullarında dünyaya hükmeden oligarşik akıl, adaletsizlikleri daha da yaygınlaştırmak ve derinleştirmek için, dünya soluna karşı El-kaide’yi yarattığı gibi, ülkemizde de demokrasi güçlerine karşı bir İslami iktidarı destekliyor. Filistin halkının kurtuluş mücadelesi karşısında İsrail’in Hamas’ı kurup da yaşattığı gibi… Yüzyıllar boyunca tarifsiz acılardan, ateşlerden, yangınlardan geçmiş, bütün hayatları bir “bedel ödemeler tarihi”’ne dönüşmüş Aleviler artık susmanın ve kimlik gizlemenin bir işe yaramadığını tecrübeyle biliyo
  • Fethi Yeken
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    240 MB
    Eser Türü: Kitap
  • N.Dror Ze'evi
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,13 MB
    Eser Türü: Kitap
    Büyük Evlenme adlı oyunun eğlenceli bir yerinde, ince dümenleri her zamanki gibi ters giden Karagöz, kendisinin damat olacağı bir düğün tertiplemek isteyen bir grup kadınla karşılaşır. Muhataplarını tanımayan kadınlar, ona Karagöz hakkında ayrıntılar sorarlar. Kadınları bu düğünden caydırmaya çalışan Karagöz, "O hırsızdır" der. Kadınlar "Biz de hırsızız" diye cevap verirler. Karagöz, "Her gece Beyoğlu'nda gezer" der. Kadınlar "Aman ne iyi, biz de gezeriz" diye karşılık verirler. "Hamamdan çıkmaz." "Aa, demek ki temiz adam." Çileden çıkan Karagöz sonunda, "Mahbûb-dosttur" [Oğlancıdır] der. Kadınlar "Biz de zen-dostuz" [Biz de seviciyiz] deyince şaşkınlıktan Karagöz'ün ağzı açık kalır. Modern öncesi Ortadoğu'daki cinsel söylem, bu Karagöz oyununda da görüldüğü gibi, şaşırtıcı derecede açık sözlüydü. 19. ve 20. yüzyılın cinsel söyleminden çok günümüzün Sex and the City ya da Will and Grace adlı televizyon dizilerine daha yakındı, ancak önemli bir farkla: Bu söylemin bir kısmı kadınların ihtiyaçlarına ve cinsel tercihlerine göre düzenlenmiş olsa da, tekil biçimde erkeklerin sesini yansıtıyordu. Cinsel söylem erkeklerin ve kadınların çok çeşitli cinsel tercihleriyle de uyumluydu. Yelpaze muhakkak ki din ve toplumsal kurallarla kısıtlanmıştı, ancak bu tercihlerin çok azı doğuştan kusurlu görülüyordu. Gölge oyununun ilk dönem örneklerinin ortaya koyduğu gibi, cinsellikten utanma gibi bir duygu da yoktu. Ancak kitapta incelenen çeşitli nedenlerle bu söylem bir değişim geçirdi. Söylemi cinsel açıdan uygun görülmeyen her unsurdan arındırmak için 19. yüzyılda koca bir kültürel susturma mekanizması harekete geçirildi. Ancak bu, basitçe tepeden inme bir hareket değildi. Devlet susturma konusunda kendi payına düşeni yapsa da, kendi kendini sansürleyen yayıncılar, yazarlar, tüketiciler, hayalciler ve ulemadan oluşan küçük güç odakları da elbirliğiyle cinsel söylemi susturup adeta yok olma noktasına getirmişlerdi. 20. yüzyıla girildiğinde dönüşüm tamamlanmış, Ortadoğu kültüründe
  • Malik Bedri
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    143,31 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Büşra Dilekoğlu
    Bugün bir taraftan İngiltere ve Avrupa’da pek çok psikoloğun psikanalizden yüz çevirdiğini ve İslam’la nispeten çatışmayan yeni rakip ekollerin ortaya çıktığını görürken, diğer taraftan Müslüman ülkelerde birçok psikoloğun kendilerini hâlâ Freud’un kertenkele deliğinde emniyette hissettiklerini görüyoruz... Psikolog, öznel olarak neyi kendine referans aldığını itiraf edebilirse, önyargılarının gözlemlerini nasıl etkilediğini daha iyi görebilir ve deneysel kanıtlar gerektirdiği takdirde pozisyonunu hemen değiştirmeye hazır olur... Freud, çocuğun babasına karşı olan duygularını Oedipus kompleksini geliştirmek için kullanıyor. Bir Müslüman ise aynı bilgiyi (çocuğun babasına karşı olan duygularını) kullanarak, fıtrat üzerine bir teori geliştirmek için kullanabilir. Kısacası, aynı veriyi gözlemleyip kayıt altına alarak, hem İslami hem de gayri İslami bir teori geliştirilebilir. İslam’ın tasvir ettiği şekliyle fıtratı, Allah’ın bizi dünyaya göndermeden evvel ruhlarımızla yaptığı anlaşma olarak özetleyebiliriz. Dolayısıyla, Allah’a “kulluk” bizim psişemize ve ruhumuza işlenmiş; sistemimize kodlanmıştır. Eğer bu dünyada Allah’a kul olunmazsa, doğuşumuzla beraber getirdiğimiz bu kulluk fıtratı bizi başka şeylere kul olmaya sevk eder...
  • Pınar İlkaracan
    metin - Türkçe
    4 Ayrım
    275,26 MB
    Eser Türü: Kitap

Sayfalar