Eserlere Göre Listeleme

Çocuk ve gençlik edebiyatımızın üretken kalemi Miyase Sertbarut’tan, hayallerini yalan üzerine kuran küçük bir kız çocuğunun sürprizlerle dolu olgunlaşma hikâyesi… Yedi yaşındayken ailesinden ayrılarak halası ile birlikte yaşamak zorunda kalan Elif’e hayat pek de adil davranmıyor. Daha annesinin sevgisine doyamamışken yaşadığı kenti, kardeşlerini, çok sevdiği dut ağacını geride bırakarak evinden kilometrelerce uzaklıktaki Sevdilli köyünde yeni bir hayata başlayan Elif’i zor günler bekliyor. İhtiyacı olan anne şefkatini halasının kollarında ve yatalak babaannesinin gözlerinde arayan Elif, teselliyi yalancı bir portakal ağacında buluyor. Doğduğu, büyüdüğü yere hiç benzemeyen bu köye kolay yoldan ayak uydurabilmek için çocuk işi bir oyuna başvuran kahramanımız yalan söylemeye kendini fazla kaptırınca ister istemez yalancı bir cennetin kucağına düşüyor. Oysa kalbinde sınırsız hayaller ve vaatler barındıran bu cennet onu büyük tehlikelere sürüklemeye hazırlanıyor… Yalancı Portakal, okurlarını, yalanın bir kaçış mı yoksa bir kurtuluş mu olduğu üzerine düşündürürken, ruhlarının derinliklerinde pusuda yatan yalancı portakalla yüzleşmeye çağırıyor. Bütün çocukların dünyasında yalan ile hayalin birbirine karıştığını savunan yazar, edebiyat severleri, acıyla tatlının bir arada sunulduğu doyumsuz bir hayal sofrasına davet ediyor. Yoksa siz hâlâ içinizdeki yalancı portakalla tanışmadınız mı?

Çok zengin, iş adamı Fremont C. Sabin, şehir ve iş hayatından sıkılıp doğanın kucağında yapayalnız, yanında sadece çok sevdiği papağanı Casanova ile inzivaya çekildiği ıssız dağ kulübesinde öldürülünce oğlu Charles, ünlü avukat Perry Mason'a, babasının hiç sevmediği ve ayrılmak üzere olduğu üvey annesi Helen Sabin'e karşı hazırladığı ama kayıp olan vasiyetnamesini ve yine kayıp olan papağan Casanova'yı bulması için gelir. Perry Mason, tek görgü tanığının bir papağan olduğu bu davayı kabul eder ve araştırmak için dağdaki kulübeye ve bölgenin bağlı olduğu San Molinas'a gider. Özel dedektifi Paul Drake ile birlikte yaptıkları araştırmalar sonunda, öldürülen milyarderin, adı yine Helen olan bir genç kadınla, çok büyük bir aşk yaşadığı ve onunla gizlice Meksika'da evlendiği ortaya çıkar. Bölge polisi şimdi, bu Helen Monteith'i cinayet zanlısı olarak tutuklamıştır. Çünkü Perry Mason'un bulduğu papağan Casanova, "Bırak o silahı, Helen, ateş etme.. aman Allahım...vurdun beni" diye durmadan bağırmaktadır. Papağan acaba hangi Helen'i görmüştür? Ve Perry Mason, papağan'ın şahitliğine rağmen suçsuzluğuna inandığı Helen Monteih'i savunabilecek midir? E .S. Gardner'ın yazdığı ve 1930'lardan bugünlere kadar bir çok film ve TV dizisine konu olan Perry Mason'un bu macerası, şahitlerin ustaca sorgulanması ve delillerin bulunması ve doğru yorumlanmasının önemini vurgulayan çok heyecanlı ve değişik bir mahkeme polisiyesi..

Biten hayallerinin rüzgârında sürüklenen tehlikeli bir adam… Bir daha sevemeyeceğini düşünen genç bir kadın… Gizli hayatıyla ölüme meydan okuyan pervasız bir oğul… Göz kamaştırıcı güzellikte inatçı bir genç kız… Ve dördünü birleştiren karmaşık bir plan! Yalanların gölgesinde...