Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2771 sonuçtan 481 - 490 arası görüntüleniyor.
  • Yiğit KARAHANOĞULLARI
    insan sesi mp3 - Türkçe
    67 Ayrım
    1,66 GB
    Eser Türü: Kitap
    Evet, Marx’ın değeri ölçülebilir. Kitap, bu yanıtı kuramsal olarak temellendirmekte ve değer kategorilerini ampirik olarak Türkiye ekonomisi için ölçmektedir. Kitabın hedefi, bu ölçümleri okuyucuyla paylaşmak ve bu ölçümlerden hareketle Türkiye’nin yakın dönem geçmişinde kriz dinamiklerine ilişkin yorumlar üretmektir. Ne var ki bu amacı gerçekleştirebilmek için Marksist iktisat kuramına dair pek çok konuda netlik kazanılması gerektiğinden, kitap boyunca adım adım bu kuramsal yapı da çözümlenmeye çalışılmaktadır. Böylece Marksist iktisadın 20. yüzyıldaki evrimine ilişkin bir değerlendirme de ortaya konulmaktadır. “... Marksizm diğer düşünce akımlarına göre önemli bir üstünlük içermektedir; zira, maddeci tarih anlayışı ve diyalektik, toplumsal gerçekliğin farklı alanlarına bütünleştirici bir perspektif getirir. Bu sav, Marksist sosyal bilimcilerin, bütünleştirici perspektifi daima algılamak koşuluyla, toplumsal gerçekliğin farklı alanlarını incelemede uzmanlaşmalarının, bu türden bir işbölümünün önemini vurgulamaktadır. Yiğit Karahanoğulları, kitabıyla, bu işbölümünün politik iktisat alanında Türkiye’deki Marksist meşaleyi 21. yüzyılda taşıyacak bir bilim insanı olarak temayüz etmiştir. Marx’ın Değeri Ölçülebilir mi? kitabı, bence, Marksist iktisadı öğrenmek, geliştirmek isteyen herkes için; tüm akımlardan iktisatçılar için büyük önem taşıyan bir yapıttır.” Korkut Boratav
  • Jaques Derrida
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    9,19 MB
    Eser Türü: Kitap
    Derrida çağımızın en özgün düşünürlerinden biri kuşkusuz. 1950'lerde özellikle Fransız kültüründe etkili olan yapısalcılık ve sonrasındaki Marksist, eleştirel, özeleştirel tartışmalarda doğrudan taraf olmadı Derrida. Platon, Rousseau, Kant, Hegel, Nietzsche, Husserl, Heidegger, Freud okumaları sonrasında kendi adıyla birlikte anılan "yapıçözüm"le çıktı düşünce sahnesine. Bu karmaşık kavramsal düzenek, Batı düşünce tarihinin ve buna bağlı kültürel, siyasi, teknik pratiklerin, tavır alışların mekanizmasını çözümlemeye elverişli bir araçtı. Yapıçözüm geçmişin hayaletleriyle olduğu kadar söz konusu kültürel ortamla da diyalog içinde oluşturulmuştu. Derrida, 1989'da duvar yıkıldıktan sonra ve Marksizmin duvarın yıkıntıları altında kaldığını sokaktaki adamın bile dile getirdiği bir sırada, Marx'ın Hayaletleri'yle Marksizm hakkında söz aldı. Liberalizmin ve şu anda var olduğu haliyle demokratik yönetimlerin zafer çığlığına ve eski bir Hegelci tema olan "tarihin sonu"nu ilan eden Fukuyama'ya çözümleyici bir değerlendirmeyle yanıt verdi. Marx'ın mirasının dinsel mesihçilikten ayrı bir mesihsel izlek çerçevesinde yeniden okunarak sahiplenilmesi gerektiğini savundu. Aykırı bir zamanda aldığı bu tavırla belirli bir "Marksizm ruhu"na sadık kaldığını ilan etti. Marx'ı çok sevdiği Shakespeare ve Max Stirner üzerinden yeni bir gözle okumaya girişti. Hatta bir "Yeni Enternasyonal" önerdi: Zamansız ve konumsuz, adsız ve unvansız, gizli değilse de pek az kamusal, sözleşmesiz, eşgüdümsüz, partisiz, vatansız.... bir "karşı-fesat" birliği. Marx'ın Hayaletleri'nde "zaman ayrılık", "zamanın çığırından çıkmışlığı", "mevcudiyetin kendi kendisiyle bir türlü örtüşememesi", "yabancılaşma", "meta", "fetiş", "giderek karmaşıklaşan tele-teknolojiler ve protez sorunu" gibi konuları tartışıyor Derrida. Bu canlı sorunların Marksizmin şiirselliğinden bir türlü kurtulamamasının nedeni olan hayalet ve musallat olma mantığının kökenlerine iniyor. Derrida'ya göre Marx "sahne mantığı" denebilecek bir mantığın taslağını çizer. Ama bunu aşmak üzere bu mantığın dışında "sahici", zamanın yerine yeniden yerleştiği, adaletin sağlandığı bir dünya varsayımına duyduğu inancın getirdiği ironi ve keyifle çizilir bu taslak. Bu onu mesihsel bir damara bağlar. Marksist eleştiri "sahici" ile "sahte" arasında böylesi ülküsel karşıtlıklar oluşturma iznini kendine verir. Oysa yapıçözüm, eleştirinin kendisini olanaklı kılan ülküselliğin ve "hayaletimsi" olanın indirgenemezliğini vurgularken Marx'ın çoğul ruhlarına yaslanır. Eğer Marksizmin birden fazla ruhu varsa, bu varlıkbilimsel varyok (to be or not to be) kategorilerini aşar. Bu durumda teşhis edilen "ölüm"ün kesinlikten yoksun olmasıdır asıl korku nedeni. Verili bir hukuka indirgenemez olan adalet ve gelecek için bir hayaletin gizine sahip çıkmak gerekliliği doğar o zaman.
  • Erich Fromm
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    501,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Marx'ı "maddecilik" ile suçlayanlar aynı zamanda Marx'ın öngördüğü sosyalizmi, "maddi kâr motifinin" eksikliği yüzünden bu sefer de alabildiğine yermektedirler! Bu ifadelerde görülen belirgin zıtlık, bizim psikolojide "rasyonalizasyon" dediğimiz bir fenomenle açıklanabilir. Çünkü burada Marx'ın dini ve ruhsal geleneklerimize aykırı olduğu iddia edilen görüşleri, içinde yaşadığımız sistemi Marx'a karşı korumada kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra kapitalizmin insan doğasına uygun olduğunu ispatlamak ve "gerçek olamayan" bir sosyalizm görüşünden çok daha fazla üstün olduğunu gösterebilmek için yine rahatlıkla Marx'ın fikirleri öne sürülebilmekte ve onlardan yararlanılabilmektedir.
  • Simon Clarke
    insan sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    718,71 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nurçehre elver
    Kapitalizmin yeni bir küresel krizinin içinden geçiyoruz. Bu kriz, 21. yüzyıl sınıflar mücadelesinin ve güç ilişkilerinin yeniden kurulacağı bir dinamiği taşıyor. Küresel kapitalizmin bu krizi, unutulmuş olan Marx'ı çağırıyor ve emeği şenliğe davet ediyor. Fakat Türkiye devrimci hareketi, kapitalizmin bu krizi karşısında teorik ve politik bir kriz yaşıyor. Genel anlamda söylersek, devrimci hareket kriz karşısında yaşama ajitasyon çeken propaganda dilinin ötesine geçemiyor. Geleneksel olarak Türkiye devrimci hareketi Marx'ı Lenin üzerinden okumuştur. Kriz, Marx'ı çağırıyor ve Marx üzerinden yeniden bir Lenin okumasını zorunlu kılıyor. Simon Clarke'ın 'Marx'ın Kriz Teorisi' kitabı unutulmuş olan Marx'ı yeniden hatırlatıyor ve güncelliyor...
  • George Thomson
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,22 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Michel Foucault, Söyleşi Duccio Trombadori
    insan sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    615,36 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Banu Tezcan
    "Bataille, Klossowski, Bachelard ve Lévi-Strauss gibi isimlerin öne çıktığı çağdaş Fransa'nın tarihsel ve kültürel panoramasını temel alan sıradışı bir entelektüelin biyografisi ana çizgileriyle beliriyor bu kitapta. Foucault, başta 1968 Çekoslavakya Olayları'na yaptığı etkili göndermelerde ihsas ettiği Sartre olmak üzere, varoluşçuların 'kuramsal hümanizmi' ile yüzleşiyor, Frankfurt Okulu'nun Marksizmi ile polemiğe giriyor burada. Son olarak, dil temasına etkili bir biçimde geri dönerek, çalışmalarındaki gerçeklik / deneyim ilişkisi ile ilgili olarak dile getirdiği hazırlayıcı gözlemlerine ve onu 'kendini değiştirmek, aynı şekilde düşünmeye devam etmemek amacıyla' kitaplar yazmaya yönelten, bu yanıyla 'aracı / yardımcı' olabilen, 'hayal etmeyi' özendiren kişiliğine dikkat çekmek istiyorum." Duccio TROMBADORI
  • P.L. Travers
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    271 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nazan Kaya
    Kızarmış ekmek gibi kokan kolalı giysileri ve papağan başlı şemsiyesiyle Mary Poppins ciddi, aklı başında bir dadıya benziyodu. Oldukça aski ve titiz, üstelik de çok alıngandı. Duvardaki yağlıboya tabloların içine girdiğinin, dolunayda parkta aslanlarla dans ettiğinin, kimi akrabalarının oldukça garip alışkanlıkları olduğunun kendisine hatırlatılmasından hiç mi hiç hoşlanmazdı. Jane ve Michael dadılarını kızdırmak istemiyorlarsa başlarından geçen birbirinden garip maceraların hiç sözünü etmemeleri gerektiğini öğrenmişlerdi.
  • Stefan Zweig
    insan sesi mp3 - Türkçe
    57 Ayrım
    1858,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Dilşad Altay
    Kısacık Bir Yaşama Sığan Koca Bir Hikaye Mary Stuart, İskoçya Stuart Hanedanı’na mensup Kral V. James’in kızı olarak dünyaya geliyor. Henüz altı günlük bir bebek iken babasını kaybeden Mary’nin zorlu yaşamı da bu andan itibaren başlamış oluyor. Bu küçük bebek, İskoçya Krallığı’nın kraliçesi oluyor ve minik omuzlarında büyük bir yük ile yetişiyor. Altı yaşındayken eğitim için Fransa’ya gönderilen Mary Stuart, daha sonra Fransa Prensi II. François ile evleniyor. Bu evlilik ile birlikte Fransa Kraliçesi olan Mary, çok geçmeden eşini kaybediyor ve İskoçya’ya geri dönüyor. Fakat döndüğünde, anavatanını ne yazık ki bıraktığı gibi bulamıyor. Mary Stuart’ı Bir de Zweig’ın Tarafsız Kaleminden Tanımalısınız! Katı bir Katolik olduğu bilinen Kraliçe Mary Stuart, yaşamı boyunca kimileri tarafından çok fazla desteklense de bir grup onu asla onaylamıyor. Bununla birlikte verdiği kayıplar ve dönemindeki siyasi olaylar, onu zorluklar ve entrikalarla dolu bir yaşama sürüklüyor. Herkesin hakkında olumlu ya da olumsuz ve fakat kesinlikle taraflı bilgi sunduğu bu Kraliçe’nin yaşamını Zweig, tamamen tarafsız bir şekilde ele alıyor. Bununla birlikte yazar, dönemin koşulları hakkında da önemli bilgiler veriyor. Ayrıca satır aralarında bir ülkenin yönetiminin nasıl olması gerektiği konusundaki fikirlerini de aktaran Zweig, kitabı yalnızca bir biyografi olmaktan çıkarıp çok daha zengin bir hale getiriyor.
  • insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    171,62 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: Kolektif
    Çeşitli sayılarından bir seçki.
  • Erdal Öz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    29 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ercan Demirel

Sayfalar