Eser Özgün Adı:
Islam In Theory And Practice
Konusu:
Bütün çağdaş ideolojilerin ortak özelliği «değişim»"i, (maksadı olsa da olmasa da) en büyük erdem kabul etmeleridir. Ebedî hakikat, insanı aşan değer gibi kavramlara ise «çağdışı gözü ile bakılmaktadır. Bugün Gerçek'e «asla bilinemeyecek bir sır» gözü ile bakmak modadır. Onun için de insanların şartlara uymaları, ahlâk ve hakikat standartlarını duruma göre yeniden belirlemeleri zorunlu kabul edilmektedir. İşte bu durum, bizim bugün içinde bulunduğumuz ahlâkî ve ruhî kargaşaya yol açmıştır. "Modası geçmiş" kabul edilmesi şöyle dursun, günümüz maddeciliğinin çirkinliklerine karşı en esaslı tenkitlerin kaynağı Kur'an'dır. Eğer İslâm tamamıyla tatbik edilsin, öyle bir devrim olur ki, bütün devrimler utancından yerin dibine girer.
Her tahakküme dayalı yönetim ve baskı idâresi yerin dibine girer. İnsanlar birbirlerine teslimiyeti bırakıp, Allah'tan korkmaya başlasalar sanki dünya eğri giderken doğrulmuş gibi olur.' "Müslüman olmayanların en ziyâde yanlış anladıkları konu, Kur'an ve Sünnet'de olduğu biçimiyle belki de İslâm Ceza Hukuku'dur. İslâm'ın cemiyete karşı en fena cürüm addettiği suçlar Batı ülkelerinde neredeyse suç kabul edilmemektedir ve belki hırsızlık hariç cezalar tatbik edilmemektedir. İslâm itikadına göre, bir hukukun yüceliği toleransı ile ölçülmez, suçlular da toplumdan daha ziyâde merhamete lâyık değildirler.
Müslüman için, Kur'an ve Sünnet'deki ceza hukuku yedinci yüzyıla ait, bugün için modası geçmiş zâlim ve vahşi şeriat değildir. Tersine, müslüman için bu, çağdaş hapishanelerin getirdiği had safhada psikolojik ve ahlâki çöküntü ile kıyaslanırsa çok daha insancadır.