Yazara Gore Listeleme

  • Çağrı Yaşayancan
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    162 Bytes
    Eser Türü: Makale
    Yeni Türkiye Sineması'nda sınıf mücadelesi teması.
  • Nesrin Akan
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    206,53 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayşe Baş Gönül
    Platon, müziğin eğitici ve etik değeri sayesinde insan ve toplum eğitimindeki önemini günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce ortaya koymuştur. Onun müzik anlayışının temel kavramı olan armoni (harmonia) yani uyum, aynı zamanda insan ruhu ve evrenin uyumunu kapsar ve bir ölçüde Pythagorasçı anlayışın Platon’daki yansımasıdır. Platon’un müzik anlayışı, bazı yönleri ile zaman içinde birçok felsefeci ve müzikçi tarafından eleştirilmiştir. Bunlardan ilki öğrencisi Aristoteles’tir. Aristoteles, müziğin sadece bir boş zaman doldurma etkinliği olduğunu, dolayısıyla her yurttaşın müzikle uğraşması zorunluluğunun, gereksiz olduğunu savunur. Epikuros, Demokritos, Philodemos gibi daha birçok filozof bu listeye eklenebilir. Çıkarılacak sonuç şu olabilir; müzikten felsefeye ve felsefeden müziğe giden genel bir yaklaşım ve geliştirilecek bir bakış açısı, bu iki disiplini daha da zenginleştirebilecektir. Bu çalışmanın bu yönde atılmış bir adım olarak değerlendirilmesi doğru olacaktır. -Nesrin Akan-
  • Cem Gök
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    38,06 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Meslek lisesinden yeni mezun olmuş çocuklar gelirdi. Sendikayı, fabrikadan bağımsız bir kurum olarak değil de, fabrikanın bir departmanı olarak bilirlerdi. İnsan kaynakları, muhasebe, bir de sendika var. Sendikayı fabrikanın bir parçası gibi düşünüyorlardı, pratikte de sendika zaten öyleydi.” Bu çalışma kapsamında ele alınan, 2014’te Greif fabrikasında, 2015’te Metal iş kolunda ve 2018’de 3. Havalimanı inşaatında ortaya çıkan mücadeleler, sendika dışı grevlerin, sendikaların yetkili organlarında karar altına alınıp, uygulamaya konulan grevlerden daha karmaşık ve birbirinden farklı dinamiklerle ortaya çıktığını gösteriyor. Ancak grevlerde aktif olarak yer almış işçilerin anlatımları üzerinden aktarılmaya çalışılan bu deneyimler sendikal grevler ve sendika dışı grevler arasındaki ayrımın şekilsel olmadığını, mücadelenin biçim ve niteliğini belirleyen esasa ilişkin bir ayrım olduğunu ortaya koyuyor ve sendikaların işlevine ilişkin ezberleri tartışmak için bir zemin sağlıyor.
  • Begüm Atakan
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    94,50 KB
    Eser Türü: Makale
    Zihin Kuramı (ZK) becerilerini yordayan klinik altı psikotik ve psikopatik belirtilerin incelenmesi.
  • Necmettin Şahinler
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    236,84 KB
    Eser Türü: Kitap
    Mabih, daha derin bir inancın peşindeydi; ama bu inancın da ne olduğunu bilmiyordu. Bildiği tek şey, bu hakîkati bulmak adına içinde uyanan karşı konulmaz bir arama aşkıydı. Onun aradığı ateş gönül kandilini tutuşturacak ve ona semânın kapılarını sonsuza kadar açacak bir ateşti. Attığı her adım onu aradığı hakîkate biraz daha yaklaştırıyordu. Uzun bir yolculuğun sonunda Mabih, geleceği kulağına fısıldanmış olan ve İbrâhim'in dîni üzere gönderilen Son Nebî'ye kavuştu. İlk defa o gece içindeki fırtınanın dindiğini hissetti. Dağlardan, vâdilerden çağlayarak akan bir ırmağın sonunda denizde sükûn bulması gibi bir histi bu. Artık Selmân olmuştu. Âdemoğulları'ndan İslâm oğlu Selmân olarak tanıttı kendisini. Hz. Peygamber, Selmân'ın arayış hikâyesini "Hakîkat Merih yıldızında dahi olsa, Selmân onu bulur" sözüyle taçlandırdı; zira hem öncenin hem de sonranın ilmini öğrenmişti. Selmân şöyle yalvarıyordu: "Rabbim! Kudretinin ve saltanatının büyüklüğü karşısında bir hiçim. Buna rağmen bu âciz kuluna çok büyük lûtuflarda bulundun. Gönderdiğin Son Peygamber'inle karşılaştırdın. Sana hamd ve şükrediyorum. Senden bundan sonra tek bir dileğim, beni bu yüce insânın yanından ayırmamandır! Ona son nefesime kadar hizmet etme fırsatını bana ver. Beni sadece, Sana kul ve Peygamber'ine köle eyle!" Bu duâ Resûl-i Ekrem'in dilinde şu sözle kabûle erdi: "Selmân bizdendir, Ehl-i Beyt'imizdendir!" O artık sâhili olmayan bir denizdi.
  • Ian Rankin
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    16,95 MB
    Eser Türü: Kitap
    Yerel bir hayvanat bahçesinde hayvanları zehirleyen bir suçluyu takip eden Müfettiş John Rebus çocukların fotoğraflarını çeken bir pedofille karşılaşır. Sosyal hizmet görevlisi onun meşru sebeplerle orada olduğunu söylese de Rebus ikilemde kalır – çocukları korumak için onu göndermeli mi yoksa yeniden başlamak için bir şans mı vermeli? Olaylar büyürken Rebus kendi geçmişinden bir telefon alır: Bir arkadaşının oğlu kaybolmuştur ve doğru soruları sormakla başka hiç kimse uğraşmayacaktır. Ve bir de İskoçya’nın suç tarihinin azılı katillerinden biri hapisten tahliye edilip ülkesine gönderilir. Rebus’un yine yapacak çok işi vardır ve geçmiş hatalarının hayaletleri Edinburgh sokaklarında ona eşlik edecektir.
  • Kyoka İzumi
    insan sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    121,28 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mesut Bayındır
    “Orası mı? Yirmi beş otuz kilometre uzunluğunda, eski bir patika. Elli yıldır kullanılmaz. Shinsu’ya çıkıyor çıkmasına ama ne yazık ki bugünlerde geçilebilecek bir yol değil. Geçen sene hac yolculuğundaki bir aile de yanlışlıkla bu yola girmişti. Aslında biz onları dilenci sandık ama her can kıymetlidir sonuçta. Onları kurtarabilmek için üç polis memuru ile on iki köylü toplanıp tepeye tırmandık, sonunda bulup geri getirebildik. Siz de kestirme diye o yola girmeye kalkmayın sakın ha Keşiş Efendi. Yorgun düşüp açıkta uyumak zorunda kalsanız bile ana yoldan gitmeniz yeğdir.” Kōya Dağı Manastırı’na mensup bir keşiş, Tōkaidō Yolu üzerinde tanıştığı yol arkadaşına gençliğinde yaşadığı bir serüveni anlatır: Hac yolculuğu sırasında, bir köylünün uyarısına rağmen, tanımadığı bir adamın hayatını kurtarmak için tehlikeli ve izbe bir dağ yoluna girmiştir. Yılanlarla kaplı çayırları, kan emici sülüklerle dolu ağaçlıkları binbir zorlukla geçip sonunda hiçliğin ortasında tek başına duran bir eve vardığında büyüleyici bir kadınla karşılaşır. Bu yolculuğunun sonunda bir seçim yapması gerekecektir.
  • Korkut Çetin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    288,50 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mesut Bayındır
    Her şey, Kaan ve arkadaşlarının bulduğu eski bir şişenin içindeki gizemli bir harita ile başlar. Bu harita, çocukları antik Mısır'dan kalma değerli bir kedi heykeline götürecek önemli ipuçları barındırır. Heyecanın doruklarına çıkan bu macerada, çocuklar gizemi çözmek için el ele verirler. Ancak işler beklenmedik bir hal alır. Özellikle Kaan'ın ailesinin de olaylara dahil olmasıyla, hikâye çok daha karmaşık bir hal alır. Bu sırada, çocukların karşısına beklenmedik bir düşman çıkar: "Gölge Koleksiyoncuları" adındaki uluslararası bir suç örgütü. Bu örgüt, heykeli ele geçirmek için her şeyi göze almıştır. Çocuklar, şifreleri çözmek, zorlu engelleri aşmak ve birçok tehlikeyle yüzleşmek zorunda kalırlar. Macera boyunca, kimin dost kimin düşman olduğu belirsizleşirken, beklenmedik kişilerin gizli ajan olduğu ortaya çıkar. Peki, heykelin içindeki sırlar istenmeyen ellerde mi kalacak? Çocuklar bu tehlikeli oyunda başarılı olabilecek mi? Bu sürükleyici romanda, Kaan ve arkadaşlarının renkli ve hareketli hayatını yakından takip edecek, dostluğun, cesaretin ve iş birliğinin gücüne tanık olacaksınız. Hem çocukların hem de hayvanların gözünden anlatılan hikâye, tarih, casusluk ve maceranın heyecan verici bir karışımını sunuyor.
  • Ali Öztürk
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    569,36 KB
    Eser Türü: Makale
    Sözlü halk anlatılarının en yaygın olanlarından masal, kısaca dinleyenleri inandırma gayesi gütmeyen ve onların hoş vakit geçirmesi için anlatılan bir tür olarak tanımlanabilir. Toplumun içinde tarih öncesi dönemlerden itibaren teşekkül eden masallarda dilin zenginlikleri ile birlikte toplumun bir yansıması da görülmektedir. Dolayısıyla toplumun bir parçasını oluşturan kör, sağır ve dilsiz gibi engellilerin masallarda da yer alabilmesi tabii bir olgudur. Bu çalışmada Anadolu sahasındaki halk masallarında yer alan engelli tiplerin belirlenmesi, sınıflandırılması ve işlevlerinin ortaya konmasının yanı sıra engelli araştırmalarının bir ayağını halk edebiyatına dayandırmak amaçlanmıştır. Son yıllarda sakatlık çalışmaları alanında yapılan araştırmalarda artış gözlemlenmekle birlikte engelli tiplerin masallarda nasıl yer bulduğu göz ardı edilmiş, tezlerde ise herhangi bir çalışmaya tesadüf edilememiştir. Bu sebeple masallarda engellilik konusunda önemli bir eksikliği gidereceğini düşündüğümüz çalışmamız hazırlanmıştır. Giriş dışında üç bölüm ve sonuçtan oluşan çalışmamızın giriş bölümünde araştırmamızın amacı, yöntemi, kapsamı ve sınırlılıkları üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde ise masal hakkında genel bilgiler verildikten sonra masalın diğer halk anlatılarıyla olan ilişkisi ile masal sınıflandırmaları ve masallarda engellilik alanında yapılan çalışmalara değinilmiştir. Çalışmamızın ikinci bölümünde engellilik tanımları ile engellilik modelleri üzerinde durulmuş, masal dışındaki fkra, halk hikâyesi, efsane gibi halk anlatılarında yer alan engelli tipler örneklendirilmiştir. Üçüncü bölümde ise Anadolu halk sahası masallarında tespit edilen engelli tipler kendi arasında sınıflandırılarak kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. Sonuç ve değerlendirme kısmında da tespit edilen engelli tiplerin işlevlerinden hareketle toplumun engellilere olan bakış açısı yorumlanmaya çalışılmıştır. Metin tahlil yönteminin kullanıldığı bu çalışmada sadece fiziksel engellilere (kör, sağır, dilsiz, topal, çolak, kambur, kel, köse, cüce) yer verilmiş; zihinsel engelliler çalışmanın dışında bırakılmıştır.
  • Okan Vardarova
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    146,08 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Feyza Öztürk
    "Bugün sevgilimle kavga ettik sanıyorum, meğer karanlıkta sehpaya çarpmışım. Yalnızlık zor." "İnsanın, 'Tamam güldük eğlendik bitti, artık bir sevgilim olabilir mi lütfen!' diye isyan edesi geliyor bazen. Artık eşli okeylerde eşimin dayım değil, kız arkadaşım olmasını istiyorum." "İlerde bir gün elbet benim de sevgilim olacağına dair inancımı halen içimde saklı tutuyordum. Ama o kadar ilerde ki, en az bir on beş kere daha dünyaya gelmem gerekiyor sanırım. İnşallah reenkarnasyon diye bir şey vardır." "Herkesin en az bir sevgili hakkı olmalı. Ama görünen o ki, biri hakkımızı yiyor..." “Seni kimler aldı? Kimler öpüyor seni? Dudağında dilinde ellerin izi var... Bu muhteşem bir şey. Darısı başıma ya. Ay hadi inşallah!” Günümüzde pek çok yalnız insan, yalnızlıklarından utanarak yaşıyor. İnternet dünyasının en naif ama en istekli bekârı Kızsız Adam'ın hikâyesi ise bize sadece yalnızlığımızdan utanmamayı öğretmekle kalmıyor, yalnızlıkla eğlenmenin mümkün olduğunu da kanıtlıyor... Yalnızlığın 'eziklik' sayıldığı bu çağda, Kızsız Adam bir devrim yaratıyor âdeta...

Sayfalar